24 Ocak 2015 Cumartesi

OBAMA’NIN “BİRLİĞİN DURUMU” KONUŞMASI VE BİZ

ABD Başkanı Obama, “Birliğin Durumu” konuşmasının büyük kısmını ekonomiye ayırdı. Kongre’den orta ve az gelirli Amerikalıları güçlendirecek vergi reformu, asgari ücretin artırılması ve ücretsiz yükseköğrenim için destek istedi.

Konuşmasındaki bazı önemli noktaları hatırlatmak istiyorum:

 "Eğer tam zamanlı çalışarak 15 bin dolardan daha az para kazanıp, ailenizi bununla  geçindirebileceğinize gerçekten inanıyorsanız, gidip bir deneyin! Yoksa milyonlarca çalışkan Amerikalının ücretini artırmak için (kanun geçirme yönünde) oy kullanın"

"En zengin yüzde 1'in edinilmiş mal varlıkları için vergi ödemekten kaçınmasını sağlayan yasa boşluklarını kapatalım. Buradan gelecek parayı daha fazla ailenin çocuk bakımı ve eğitim masraflarına yardım etmek için  kullanabiliriz. Çalışan Amerikalılara gerçekten yarayacak bir vergi sistemine ihtiyacımız var"

 "2020'ye geldiğimizde açılan her üç iş pozisyonundan ikisi yükseköğrenim gerektirecek. Üçte ikisi. Ama biz hala çok sayıda zeki ve mücadeleci Amerikalının maliyetinden ötürü eğitim alamadığı bir ülkede yaşıyoruz. Bu adil olmadığı gibi geleceğimiz için akıllıca da değil. İşte bu nedenle Kongre'ye bölgesel yüksekokulların maliyetini sıfıra indirecek 'cesur' bir plan gönderiyorum"

“Kanser ve şeker hastalığını ortadan kaldırmamızı sağlayacak yeni bir ulusal tıp yasası başlatacağım.”
“Çalışanlara gerçekten fayda sağlayacak yeni bir vergilendirme yasasına ihtiyacımız var.”
Son zamanlarda, toplum içindeki eşitsizliğin ve sermayenin belirli ellerde birikmesinin toplumda yarattığı olumsuzluklar üzerinde sıklıkla durulmaya başlandı. Özellikle Nobel Ödülü sahibi Joseph E. Stiglitz ve Fransız ekonomist Thomas Piketty’nin yazdığı kitaplar konuya olan dikkati daha da artırdı. Obama da bundan etkilenmiş olacak ki, Amerikan toplumundaki eşitsizliği azaltıcı ekonomik ve sosyal programla açıklamaya kendisini mecbur hissetti.
Açıkladığı programlardan özellikle vergi sisteminde düşünülen değişiklikler, asgari ücretin artırılması, orta ve az gelirli insanlar için eğitim maliyetinin düşürülmesi, sağlık sigortasının yaygınlaştırılması bu açıdan önemlidir. Hele, kongre üyelerine  "Eğer tam zamanlı çalışarak 15 bin dolardan daha az para kazanıp, ailenizi bununla  geçindirebileceğinize gerçekten inanıyorsanız, gidip bir deneyin!” şeklinde meydan okuması çok dikkate değerdir.
Bizim ülkemizde eşitsizlik çok daha ileri düzeydedir. Gelir dağılımı çok bozuktur. Yoksul bir ortamdaki zeki, becerikli, çalışkan insanların yükselme ihtimali zengin çocuklara göre çok daha azdır. Hem gelir ve servet eşitsizliği hem de fırsat eşitsizliğinin olması topluma büyük maliyet yüklemektedir.  Eşitsizliğin olduğu yerde verimin ve üretimin düştüğü bir gerçektir. Ekonomiye etkisi kötü yöndedir.  
Eşitsizlik olan bir toplumda hak ve adalet duygusu da zayıflamaktadır. Hak ve adalet duygusunun azaldığı toplumlarda da birlik ve beraberliğin sarsılması normaldir. Obama’nın “Birliğin Durumu” başlıklı konuşmasında eşitsizliği azaltacak önlemlerden bahsetmesi bu bakımdan doğaldır.
 Bizim ülkemizde ise, durum daha kötü olmasına rağmen ne iktidardan, ne de muhalefetten bu konuda  ortaya bir görüş sunulmamakta. İktidar, bir yanda diktacı tutumunu artırıp, iktidarını sağlama almaya çalışırken diğer yanda bölücülerle pazarlık yapmakla meşgul. İki büyük muhalefet partisi ise ancak Erdoğan ve Davutoğlu’na laf yetiştirmeye çalışıyor. Bir diğer parti ise, arkasına eli kanlı bir örgütü almış, ülkeyi, milleti bölmeye çabalıyor. Açın, yoksulun, işsizin derdi ile uğraşan yok. Asgari  ücretle çalışan bir baba evine nasıl ekmek götürüyor, çocuklarını nasıl eğitiyor, nasıl barınıyor düşünen ve çare sunan yok.

Ulus olarak yeni bir siyasi harekete ihtiyacımız olduğu muhakkak. Bu siyasi hareketin eşitsizliği azaltmak ve refahı artırıp yaygınlaştırmak için uygulayacağı program Atatürk’ün Altı Okunda mevcut: Halkçılık ve Devletçilik. Devlet, ekonomik sistemi yoksulları düşünerek yeniden organize etmelidir. Sosyal yatırımlar artırılmalıdır. Eğitimdeki fırsat eşitsizliği yok edilmelidir. Bunu ancak Mustafa Kemal’in izinde olan bir siyasi anlayış başarabilir.

Hiç yorum yok: