2 Eylül 2019 Pazartesi

ZEHRİ ALTIN TABAKTA SUNARLAR

Meşhur sözdür; zehri altın tabakta sunarlar”. Bu yöntemi en iyi Amerika’nın başını çektiği emperyalist devletler uyguluyor. Bu devletler, altın tabakta sundukları zehirlerle milli devletleri sömürüyorlar, parçalıyorlar.

Nedir o altın tabaklar derseniz, bazılarını sıralayalım: küreselleşme, demokrasi, halklara özgürlük, insan hakları, adalet, azınlıklara özgürlük ve özerklik, doğal çevreyi korumak.

Milli devletler içerisinde bu tabaklara zehri koyacak ve halka içirecek kadroları da kolay bulurlar. Siyasetçiler, yazarlar, gazeteciler, sözüm ona aydınlar ellerine aldıkları bu tabaklarla sundukları zehirlerle insanları bölünmeye, sömürülmeye hazır hale getirirler.

Bu zehirler doğrudan beyne etki eder. İnsanlar sağlıklı düşünemez hale gelir. Kendisine, içinde yaşadığı topluma, vatanına yabancılaşır; hatta düşman hale gelir.

DEMOKRASİ TABAĞI

Demokrasi, temel hak ve özgürlükler insanlığın çok kanlı mücadeleleri sonucu elde ettiği değerlerdir. Hangi topluma veya hangi kişiye demokrasi ve özgürlük ister misiniz diye sorsanız, evet isteriz derler,

Bunu bilen Amerika, zehirlemek istediği toplumlara zehri bu tabaklar içinde sunar. Irak’ı, Suriye’yi, Libya’yı demokrasi tabağında sundukları zehirle parçaladılar, milyonlarca insanın ölümüne, milyonlarca insanın evsiz, yuvasız kalmasına sebep oldular.

Türkiye’yi bölmek isteyenlerin de en sık demokrasi tabağını kullanıyorlar. Örnekler çok ama biz sonuncuyu yazalım: Bölücü terör örgütü PKK’ya her türlü yardımı yapan Diyarbakır, Van ve Mardin belediye başkanları görevden alınınca, demokrasiyi altın tabağa dönüştürüp içine de bölücülük zehrini koydular ve halka sundular. Bu zehri içenler, hainlikleri tescilli kimseleri demokrasi adına savunmaya başladılar. Zehir öyle etkildi ki, içenler için demokrasi vatandan daha değerli hale geldi.

KÜRESELLEŞME TABAĞI

Emperyalist güçler, küreselleşme tabağında sundukları zehirlerle batı sermayesinin gelişmekte olan ülkeleri daha rahat sömürmesinin yolunu açarlar.

Bunun için, gelişmekte olan ülkelere küreselleşmeyi allayıp pullayıp çok iyi bir şeymiş gibi takdim ederler.

Küreselleşin, zenginleşin derler ama tam tersi olur.  Kapıları açın, gümrükleri kaldırın, mal ve sermaye rahatlıkla dolaşsın derler. Bunu da ekonomik reçete diye sunarlar ama bu reçetenin özünde zehir var, sömürü var, el koyma var.

“Küreselleşme” tabağındaki sömürü zehrini Türkiye 1980 ihtilali ile içmeye başladı, hala da içiyor. 

ADALET TABAĞI

15 Temmuz’u takiben binlerce FETO ve PKK mensubu tutuklandı; asker, polis ve yargı bu örgütlerin mensuplarından temizlenmeye başlandı.

Temizlik ilerleyip hapishaneler dolmaya başlayınca zehir yeni bir tabakla sunulmaya başlandı. Altın tabağın ismi “Adalet” oldu.

Kamuoyu yargının tarafsız olmadığı ve binlerce masum insanın tutuklandığı ve ortada adalet kalmadığı şeklinde şartlandırıldı.

Adalet olmayınca yürümek te gerekli oldu(!). Adalet tabağındaki zehri içenler FETÖ ve HDP ile kol kola girip Ankara’dan İstanbul’a kadar, yürüdüler.

Bu zehri içenlere göre, yüzlerce kahraman Türk subayı, Vatan Partisi yöneticileri Ulusal Kanal çalışanları ve Aydınlık gazetesi yazarları hapislere atılırken Adalet vardı, binlerce FETÖ ve PKK mensubu tutuklanınca adalet yok oldu.

Dün genel kurmay başkanı dahil yüzlerce subay, teröristlikle ve casusluk, fuhuş gibi adice iftiralarla hapse atılınca adalet vardı, devleti ele geçirmek için darbe yapmaya kalkan, bunun için sivil halkı, polislerimizi, askerlerimizi acımadan şehit eden askerler hapse girince adalet yok oldu.

Adalet çok yüce bir kavramdır. Hiç kimse ben adalet istemiyorum demez. Adalet, zehir sunmak için çok ideal bir tabaktır. Amaç, bu tabaktaki zehri milletimize yedirip, ABD piyonlarına özgürlük sağlamaktır.

PANZEHİR

Bu altın tabakta sunulan zehirlerin iki panzehri var:

İlki, “Türk de biziz, Kürt de biziz, biz Türk milletiyiz” ifadesi ile özetlenebilecek “Tek Millet” bilincini yerleştirmek.  

İkincisi, küreselleşmeye karşı, borçlanma ekonomisini terk edip, üretim devriminin gerekliğini halka anlatmak.

Türk aydınına düşen başlıca görev de bu panzehirleri halka sunmak ve içirmektir.

Hiç yorum yok: