HDP
KAPISI DAĞ KAPISI OLMUŞ
Hacir Ana başlattı eylemi; birkaç gün önce, geldi,
Diyarbakır HDP il binasının kapısının önüne oturdu ve “oğlumu siz dağa
gönderdiniz, geri getirmezseniz buradan kalkmam” dedi ve direndi oğlu gelinceye
kadar kalkmadı.
Hacir Ana, oğlunun kimler tarafından kandırıldığını gayet
iyi biliyordu, haklı da çıktı.
Arkası geldi, şu an itibarıyla HDP il binasının kapısının
önünde analar, babalar, kuzenler bacılar eylem yapıyor. Çocuklarını HDP’den
isteyen aile sayısı ona yükseldi.
Bu eylemle Diyarbakırlı analar, babalar Türkiye’ye ders veriyor.
PKK’nın, HDP’nin ve “Kürdistan Davası”nın gerçek yüzünü, özünü, aslını anlatıyor.
ANALAR BABALAR DERS VERİYOR
Anlatmanın ötesinde, demokrasi, insan hakları gibi perdelerle
olayların gerçek yüzünü örtmeye çalışanlara inanların yüzüne adeta tokat atıyor,
kendine gel, yalanlara kanma diyor.
11 aydır oğlunu göremeyen baba ''HDP Kandil'dir, Kandil de
HDP'dir. Biz evlatlarımız gelene kadar burada mücadelemizi sürdüreceğiz.'' Kandil’e
operasyon yapmak isteyenle bu sözü duysunlar ve önce HDP’yi kapatsınlar. HDP kapanırsa,
Kandil de biter.
Bir başka Ana ise oğluna sesleniyor: “Oğlum bu Kürdistan
davası değildir. Bunlar Kürtleri kukla olarak kullanıyorlar. Oğlum bizi görüyor
ve duyuyor isen geri dönün. Bu bir senaryodur içine düştünüz”
Ana haklı, dağa götürülen bu gençler Amerika’nın yazdığı bir
senaryoda figüran olarak rol alıyorlar. Esas oyuncular ise, HDP, PKK, YPG,
sözüm ona bazı aydınlar, gazeteciler ve ne yazık ki, kendilerini Atatürkçü,
milliyetçi diye takdim eden bazı siyasetçiler. Gaflet içine düşmüş ve
gerçekleri görmeyecek kadar beyinleri uyuşmuş olanlalar da alkışlarla bu tiyatroya
destek veriyorlar.
“AMERİKAN UŞAKLIĞINA GÖNDEREN SİZLERSİNİZ”
Bağrı yanık bir anne de basın açıklaması yapıp sürekli barış
palavraları atan HDP’lilere sesleniyor: “'Barışın neresindesiniz? Elin çocuğunu
Amerikan uşaklığına gönderen sizlersiniz”. ““Yanan yüreğimin ateşiyle
oturuyorum. Diyarbakır sizin rezilliğinizden bıkmış artık. Bizim yüreklerimizi
yakmak için parti kurmuşlar. Bunlar neyin barışından bahsediyorlar?
Al bir ders daha; demek ki ne imiş, HDP/PKK Amerika’nın
uşağıymış. Barış çağrıları ise palavraymış, kamuflajmış.
ADALET İLE ALDATMAK!
Canı yanmış bir baba ise, çocuğunun nasıl kandırıldığını anlatıyor
ve çok önemli bir çelişkiye dikkat çekiyor: “Buraya (İl Binasına) gidip
geliyordu. Benim oğlu batıda yetişti. Kürtçe bilmez. Ne olduysa Adalet mitingi
ve sonra HDP mitingleri sonrasında oldu. Çocuğumun beynini yıkadılar, kendi
emellerine kurban ettiler. Bunların çocuğu yok mu? Öyle partiseverse,
dağseverse kendi çocuğunu göndersin. Bunların yaptığı zulümdür"
Benzer çelişkiyi bir ana çok net ortaya koyuyor: “Başlarım
sizin Kürdistan davanıza. 'Fakir fukaranın çocuğu dağa, ben koltuklarda.'
Alıştınız insanları dağa göndermeye. Size verecek çocuğumuz yok, getirin.
Bunların çocukları lüks okullarda okuyor. Yeter artık toprağın altı genç doldu,
nereye kadar?”
Buldan’ların, Demirtaşların çocukları en iyi okullarda, yurt
dışlarında okurken ve Batı’nın en lüks yerlerine sefa sürerken fakir halkın
çocukları ise dağ ve bir ananın dediği gibi sonunda ya hapishaneye ya da
toprağın altına. HDP ve ona destek veren CHP’nin adaleti de bu işte…
HALK İŞ İSTİYOR, AŞ İSTİYOR!
Demirtaş’ın doğum günü pastasını objektifler önünde kesip
yiyenler acaba Güneydoğu halkının ne yiyip ne içtiğin biliyor mu? Bir baba
haykırıyor, “oğluma iş istedim, vermediler, sonra da dağa götürdüler”.
Analar babalar, gençler iş istiyor, aş istiyor, karnım doysun,
sırtım üşümesin istiyor. HDP’nin böyle bir talebi yok, onlar Amerikan gemisine
binmişler, yanlarına da bazı CHP’lileri almışlar durgun sularda keyif
yapıyorlar. Fakir fukaranın çocuğu da önce dağa, sonra da ya hapishaneye ya da toprağın
altına. Hem de gerçekleşmeyecek bir hayal uğruna…
Öyle anlaşılıyor ki bu eylemler devam edecek. Belki diğer
kentlere de yayılacak. Amerika’nın dayattığı bu “Kürdistan davasına” hizmet
etsin diye çok sayıda genç kandırılıp dağa çıkarılmış. Aileler artık gerçekleri
biliyor ve haykırıyor. Söyledikleri her cümle bir makale değerinde.
Bu anaları babaları dinleyip de hala HDP’yi kapatmayanlar,
Amerikan bandıralı HDP gemisine binip PKK’ya desteğe devam edenler, “Kürt
sorunu meclis içinde çözülmeli” diyenler, HDP’yi yasal bir parti olarak
görenler ya gaflet içindedir ya da ihanet…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder