6 Eylül 2019 Cuma


HDP KAPISI DAĞ KAPISI OLMUŞ

Hacir Ana başlattı eylemi; birkaç gün önce, geldi, Diyarbakır HDP il binasının kapısının önüne oturdu ve “oğlumu siz dağa gönderdiniz, geri getirmezseniz buradan kalkmam” dedi ve direndi oğlu gelinceye kadar kalkmadı.

Hacir Ana, oğlunun kimler tarafından kandırıldığını gayet iyi biliyordu, haklı da çıktı.

Arkası geldi, şu an itibarıyla HDP il binasının kapısının önünde analar, babalar, kuzenler bacılar eylem yapıyor. Çocuklarını HDP’den isteyen aile sayısı ona yükseldi.  

Bu eylemle Diyarbakırlı analar, babalar Türkiye’ye ders veriyor. PKK’nın, HDP’nin ve “Kürdistan Davası”nın gerçek yüzünü, özünü, aslını anlatıyor.

ANALAR BABALAR DERS VERİYOR

Anlatmanın ötesinde, demokrasi, insan hakları gibi perdelerle olayların gerçek yüzünü örtmeye çalışanlara inanların yüzüne adeta tokat atıyor, kendine gel, yalanlara kanma diyor.

11 aydır oğlunu göremeyen baba ''HDP Kandil'dir, Kandil de HDP'dir. Biz evlatlarımız gelene kadar burada mücadelemizi sürdüreceğiz.'' Kandil’e operasyon yapmak isteyenle bu sözü duysunlar ve önce HDP’yi kapatsınlar. HDP kapanırsa, Kandil de biter.

Bir başka Ana ise oğluna sesleniyor: “Oğlum bu Kürdistan davası değildir. Bunlar Kürtleri kukla olarak kullanıyorlar. Oğlum bizi görüyor ve duyuyor isen geri dönün. Bu bir senaryodur içine düştünüz”

Ana haklı, dağa götürülen bu gençler Amerika’nın yazdığı bir senaryoda figüran olarak rol alıyorlar. Esas oyuncular ise, HDP, PKK, YPG, sözüm ona bazı aydınlar, gazeteciler ve ne yazık ki, kendilerini Atatürkçü, milliyetçi diye takdim eden bazı siyasetçiler. Gaflet içine düşmüş ve gerçekleri görmeyecek kadar beyinleri uyuşmuş olanlalar da alkışlarla bu tiyatroya destek veriyorlar.

“AMERİKAN UŞAKLIĞINA GÖNDEREN SİZLERSİNİZ”

Bağrı yanık bir anne de basın açıklaması yapıp sürekli barış palavraları atan HDP’lilere sesleniyor: “'Barışın neresindesiniz? Elin çocuğunu Amerikan uşaklığına gönderen sizlersiniz”. ““Yanan yüreğimin ateşiyle oturuyorum. Diyarbakır sizin rezilliğinizden bıkmış artık. Bizim yüreklerimizi yakmak için parti kurmuşlar. Bunlar neyin barışından bahsediyorlar?

Al bir ders daha; demek ki ne imiş, HDP/PKK Amerika’nın uşağıymış. Barış çağrıları ise palavraymış, kamuflajmış.

ADALET İLE ALDATMAK!

Canı yanmış bir baba ise, çocuğunun nasıl kandırıldığını anlatıyor ve çok önemli bir çelişkiye dikkat çekiyor: “Buraya (İl Binasına) gidip geliyordu. Benim oğlu batıda yetişti. Kürtçe bilmez. Ne olduysa Adalet mitingi ve sonra HDP mitingleri sonrasında oldu. Çocuğumun beynini yıkadılar, kendi emellerine kurban ettiler. Bunların çocuğu yok mu? Öyle partiseverse, dağseverse kendi çocuğunu göndersin. Bunların yaptığı zulümdür"

Benzer çelişkiyi bir ana çok net ortaya koyuyor: “Başlarım sizin Kürdistan davanıza. 'Fakir fukaranın çocuğu dağa, ben koltuklarda.' Alıştınız insanları dağa göndermeye. Size verecek çocuğumuz yok, getirin. Bunların çocukları lüks okullarda okuyor. Yeter artık toprağın altı genç doldu, nereye kadar?”

Buldan’ların, Demirtaşların çocukları en iyi okullarda, yurt dışlarında okurken ve Batı’nın en lüks yerlerine sefa sürerken fakir halkın çocukları ise dağ ve bir ananın dediği gibi sonunda ya hapishaneye ya da toprağın altına. HDP ve ona destek veren CHP’nin adaleti de bu işte…

HALK İŞ İSTİYOR, AŞ İSTİYOR!

Demirtaş’ın doğum günü pastasını objektifler önünde kesip yiyenler acaba Güneydoğu halkının ne yiyip ne içtiğin biliyor mu? Bir baba haykırıyor, “oğluma iş istedim, vermediler, sonra da dağa götürdüler”.

Analar babalar, gençler iş istiyor, aş istiyor, karnım doysun, sırtım üşümesin istiyor. HDP’nin böyle bir talebi yok, onlar Amerikan gemisine binmişler, yanlarına da bazı CHP’lileri almışlar durgun sularda keyif yapıyorlar. Fakir fukaranın çocuğu da önce dağa, sonra da ya hapishaneye ya da toprağın altına. Hem de gerçekleşmeyecek bir hayal uğruna…

Öyle anlaşılıyor ki bu eylemler devam edecek. Belki diğer kentlere de yayılacak. Amerika’nın dayattığı bu “Kürdistan davasına” hizmet etsin diye çok sayıda genç kandırılıp dağa çıkarılmış. Aileler artık gerçekleri biliyor ve haykırıyor. Söyledikleri her cümle bir makale değerinde.

Bu anaları babaları dinleyip de hala HDP’yi kapatmayanlar, Amerikan bandıralı HDP gemisine binip PKK’ya desteğe devam edenler, “Kürt sorunu meclis içinde çözülmeli” diyenler, HDP’yi yasal bir parti olarak görenler ya gaflet içindedir ya da ihanet…

Hiç yorum yok: