NEDİR BU ATATÜRK DÜŞMANLIĞI
AKP iktidarının ve ona destek veren dincilerin Cumhuriyet ve
onun kurucusu Atatürk ile hesaplaşmaları bir türlü bitmiyor. İktidarın Millî
Eğitim Bakanlığı’nın son uygulamaları ile Atatürk karşıtlığı zirve yaptı. Müfredatta
Atatürk’e yer verilmemesi, kutlanacak günler arasından milli bayramların
çıkarılması kabul edilecek şeyler değil. Bu davranışlar en azından
nankörlüktür.
Atatürk’ü inkâr etmek çok büyük bir ayıp. Atatürk hiçbir şey
yapmamışsa yeni bir Türk devleti kurmuştur. Bu Türk tarihinin en önemli
olaylarından birisidir. Bu devlet sayesinde Türkiye kendi sınırları içerisinde
özgür ve bağımsız olmuştur. Vatan topraklarında Türk milleti egemense bu
Cumhuriyet ve Atatürk sayesindedir.
Atatürk bu milletin kalbine çıkmayacak şekilde yerleşmiştir.
Hiçbir parti Atatürk düşmanlığı yaparak iktidarını sürdüremez. AKP’nin bu
uygulamaları iktidar sürelerini kısaltır ama asla Atatürk’e ve Cumhuriyet’e
zarar vermez.
Atatürk karşıtı bu davranışları Vatan Partisi Genel Başkanı
sayın Perinçek “aptalca” bulduğunu beyan etmiş. Eminim birçok insan bu görüşe
katılır ve Perinçek’e hak verir.
YA ATATÜRKÇÜ GEÇİNENLER!
İşin garibi kendisini Atatürkçü sanan ve iktidarın bu
eylemlerine tepki gösteren bazı kimse ve çevrelerin de Atatürk karşıtı eylemler
içinde olmasıdır. Bunlar iyi niyetli olsalar bile Atatürkçülüğün ne olduğunu
bilmediklerinden yanlışlıklar içinde kendilerini hapsediyorlar.
Atatürk’ün vefatından sonra Atatürk ile hiç ilgisi olmayan
çeşit çeşit Atatürkçülük ortaya çıktı. Yıllarca çocuklarımıza Atatürk’ü
tanıtacağız diye sadece onun hayat hikayesini anlattık. Devrimlerinin özünden
ve ilkelerinden söz etmedik.
Atatürk tam bir devrimci idi. O, gerçekleştirdiği devrimle emperyalizme
karşı, özgürlükçü ve bağımsız bir demokratik bir milli devlet kurdu. Bu devlet
Müdafaa-i Hukuk doktrini doğrultusunda kuruldu.
Bu devletin ve yapılan devrimin en belirgin özelliği
anti-emperyalist oluşudur. Bu devrimle Türk milleti çağdaş bilimlerin ışığında,
bilimsel yöntemler kullanılarak çağdaş bir toplum haline dönüştürüldü.
MÜDAFAA-İ HUKUK
Müdafaa-i Hukuk doktrininin iki temel esası var: Tam
bağımsızlık ve Milli Egemenlik. Bağımsızlık üzerine Nutuk’ta unutulmayacak
sözler söylemiştir. Birkaçını buraya alalım: “Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir
millet, medeni insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye
liyakat kazanamaz.”
Dahası var: “Milletimizin
kurduğu yeni devletin mukadderatına, muamelatına, istiklâline unvanı ne olursa
olsun hiç kimseyi müdahale ettirmeyiz! Milletin kendisi, kurduğu devleti ve
onun istiklâlini muhafaza ediyor ve ilelebet edecektir.”
Atatürkçü geçinen siyaset esnafının ve bazı sözüm ona fikir
adamlarının Atatürk’ten nasıl uzak olduklarını anlamak için onun bağımsızlıktan
ne anladığını anlatan şu cümleleri hatırlatmak gerek: “Tam istiklâl denildiği zaman, tabii, siyasi, mali, iktisadi, adli,
askeri, kültürel vs. Her hususta tam istiklâl, tam serbestlik denilmektedir. Bu
saydıklarımın herhangi birinde istiklâlden mahrumiyet, millet ve memleketin
hakiki manasıyla bütün istiklâlinden mahrumiyeti demektir.”
Bu iktidar Atatürkçüyüm demiyor ama Atatürkçüyüm diyen
partiler topraklarımızda emperyalistlere üs vermedi mi? İkili anlaşmalar
yaparak, bölünmez olması gereken bağımsızlığımızı parça parça edip zedelemedi
mi? Milli ordumuzu yabancıların iradesine bağlı kılmadı mı? Ekonomimizi,
yabancı ekonomilerin ve güçleri arzu ve iradesine uygun bir yola sokmadı mı?
Hâlâ bazı Atatürkçüyüm diyen bazı partiler ve kişiler bu tavizleri ve
yanlışlıkları Atatürkçülük adına utanmadan savunmuyorlar mı? Bu parti ve
kişiler gerçek anlamıyla Kuva-yı Milliye ve Müdafaa-i Hukuk Mustafa Kemalciliğinde
çok uzak değiller mi?
ÖNCE VATAN VE BAĞIMSIZLIK
Atatürkçüyüm diyen her fert ve her kurum öncelikle tam
bağımsızlığa sahip çıkmalıdır. Tam
bağımsızlığa sahip çıkmayan hiç kimse ben Atatürkçüyüm diye ortaya çıkmasın.
Hele de ülke içindeki adaleti dış güçlerden bekleyen, IMF ve
Dünya Bankası’nın has adamını ekonomi bakanı yapacağını söyleyen, mevcut
iktidarı dış güçlere şikâyet eden, Batı ittifakından çıkmamak için son nefesine
kadar mücadele edeceğini söyleyen, vatan topraklarını bölmek isteyenlerle ve
milletimizi yeniden ümmet haline dönüştürmek isteyenlerle birlikte kurultay
düzenleyenlerden Atatürkçü olmaz.
İktidarı Atatürk karşıtı eylemlerle eleştirenlerin dönüp bir
de kendisine bakması gerek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder