“BİR YANIM KURT KUŞ YEMİŞ Bİ YANIM
BİHABERDİR”
Radyodan Aysun Gültekin’i dinliyorum; o muhteşem, yanık sesi
ile çok sevdiğim uzun havayı söylüyor:
“Bu haber ne haberdir
Sinem Gabar gabardır
Bir yanım kurt kuş yemiş
Bir yanım bihaberdir”
Türkiye’nin çelişkileri bundan daha iyi anlatılamaz. Sadece
Türkiye’nin değil, dünyanın da bir yanını yanı kurt kuş yerken, diğer yan bunda
habersiz yaşıyor.
VATAN SAVAŞI VE BİHABERLER
En büyük çelişki vatan savaşında. Kahraman Mehmetçiklerimiz ve polislerimiz 40
derece güneşin altında, sırtlarında kilolarca teçhizat ülke bölünmesin, vatan
bütünlüğü kaybolmasın, Türk milleti vatanın her karış toprağına egemen olsun
diye kanı, canı pahasında savaşıyor. Ülkenin diğer yanı bundan habersiz, vur
patlasın çal oynasın eğleniyor. İçinde bulunan tehdit ve tehlikeleri ya
bilmiyor ya da umurunda değil.
Daha da acı olanı, bir takım gafil ve hainler de Mehmetçiğin
katilleri ile yollarda, meydanlarda beraber eylem yapıyor.
EKONOMİK ÇELİŞKİLER
Ekonomik çelişki de oldukça derin. Zenginler zenginleşmekte,
zenginlerin en zenginleri daha da zenginleşmekte, yoksulların sayısı artmakta
ve giderek daha da yoksullaşmakta. 15 milyon insanımız yoksulluk sınırının
altında yaşıyor. Gelir, servet ve fırsat eşitsizliğinin boyutları büyümekte. Kadınlarımızın
durumu daha da vahim; cinsiyet eşit(siz)liğinde 122. Sıradayız.
Yoksulluk sınırında yaşayan çocuk sayısı Türkiye’de yüzde
24.6. Bu oranla Türkiye 39 ülke arasında üçüncü sırada. Türkiye’de her 4
çocuktan biri açlık sınırında yaşıyor. OECD ortalaması yüzde 12.7. Bebek
ölümlerinde 1’inci sıradayız. Bizde binde 17 (2008) iken, OECD ortalaması 4.6.
HAL BÖYLE OLUNCA:
Kimisi evine götüreceği ekmeğin fiyatını bile hesap ederken
kimisi en lüks lokantalarda yiyip de yemek beğenmiyor.
Kimisi çocuğunun okul masraflarını karşılayamamanın acısını çekerken
kimisi çocuğunu en pahalı özel okullara gönderiyor, yetmezmiş gibi özel hocalar
tutuyor. Yoksullun çocuğu okurken de zorlanıyor, okulu bitirip iş ararken de; zenginin
çocuğu iyi okullarda rahat rahat okuyor, okul bitince de zaten işi hazır
oluyor.
Kimileri ülkenin fabrikalarını, işletmelerini, topraklarını,
derelerini, madenlerini, limanlarını satıyor, kimileri de bunlardan habersiz
televizyonda saçma sapan programlar izliyor.
Daha somut örnek verirsek, Rahmi Koç Atlantik’i geçecek
özellikte, dünyanın en pahalı uçaklarından birisini alırken, Renault işçisi geçim
derdi içinde kıvranıyor.
SINIF VE MİLLET ÇELİŞKİSİ
Böyle bir toplumda yaşıyoruz ama bu sorunların farkında
değiliz. Siyasilerimizin de, gazetecilerimizin de, sözde aydınlarımızın da
gündeminde bunlar yok. Halkımız ise yoksulluğu ve eşitsizliği kabullenmiş
durumda. Bu dünyadan ümidini kesmiş, öbür dünya için çabalıyor. Zenginler de
bundan istifade dünyalıklarını artırıyor.
Bütün bunların altında sınıf çelişkisi yatıyor. Emekçiyi
kurt kuş yerken, sermaye sınıfı çalışanın durumundan bihaber, refah ve keyif
içinde yaşıyor.
Benzer çelişki milletler arasında da var. Sömüren ülkeler
var, sömürülen ülkeler var. “Mazlum devletler” dün de vardı, bugün de var.
Dünyanın ekonomik kaderi bankacıların ve çokuluslu
şirketlerin insafına terk edilmiş durumda. Bunlar da kurt kuş olmuş mazlum milletleri
yiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder