11 Nisan 2015 Cumartesi

YOKSULLUK ARTIYOR

Dün akşam eve gelirken bir süpermarkete uğrayıp balık aldım. Balık seçimi yaparken tezgah görevlisi alabalıklara baktığımı görünce “ Çupralar da çok taze, isterseniz onlardan vereyim” dedi. Ben de alabalık daha ucuz, çupra benim için pahalı olur diyince görevli, “ beyim siz şanslısınız biz eve ekmeği zor götürüyorsunuz. Çalıştığımız bu mağazadan alışveriş bile yapamıyoruz.” Dedi. Nedenini sorunca da asgari ücretle çalıştığını, yol parası vermemek için her gün 2 saate yakın yürüdüğünü ve eve boş gitmenin üzüntüsünü yaşadığını söyledi.

İşte AKP iktidarının uyguladığı ve CHP yetkilileri tarafından beğenilen ekonomik politikalarının Türkiye’yi getirdiği nokta bu. Milyonlarca insan işsiz; milyonlarca insan yoksul ve hatta milyonlarca insan açlık sınırının altına yaşıyor. Bu tezgahtar tek değil, milyonlarca insan evine ekmek götürmede zorlanıyor, milyonlarca insan ekmeğini katıksız yiyor. Bunların hepsi işsiz de değil, çalışıyor veya emekli ama durumları bu. İşsizlerin durumu daha da kötü.  Gerçek işsizlik de % 18’ler civarında.  

Son 13 yılda 60 milyar dolar özelleştirme yapılmış. Yani, milletin fabrikaları, ormanları, şirketleri, tesisleri ona buna satılmış ve 60 milyar dolar hazineye para girmiş. Türkiye’nin dış borcu 440 milyar dolara yükselmiş. Ekonomi büyümüş ama millet aç.

Borçlanma ve ithalata dayalı ekonomi uygularsanız ve ekonominizi dış güçlerin etkisine açık tutarsanız sonunuz bu olur. Sürekli dış ticaret açığı verirsiniz, sürekli cari işlem açığı verirsiniz. Büyüme sağlasanız bile bu büyüme zengin tabakaya, yandaşlara,  yabancılara ve yabancıların işbirlikçilerine yarar. Halkınızdan çok, uluslar arası şirketleri zengin ederisiniz. Türkiye’de olan budur.

"2014 yılı rakamlarına baktığımızda, gelişmekte olan diğer ülkelere göre büyümenin daha az olduğu görülür. Diğer ülkeler ortalama % 4.3 oranında büyürken Türkiye’nin büyüme oranı % 3.3’de kalmıştır. Bunun sebebi, Türkiye yıllardır yatırım yapamıyor. Hem iç tasarruf açığı var, hem de yatırım ortamı yok. 2013 yılında gelişmekte olan ülkelerde ortalama tasarruf oranı (toplam tasarrufların milli gelire oranı) yüzde 26.3 iken bizde 15.1’dir. Ayrıca gelişmekte olan ülkelerde ortalama yatırım oranı yüzde 25.1 iken bizde 22.9 olmuştur."
Tasarruf yaratamayan, sürekli dış kaynaklara ihtiyacı olan bir ekonomide büyüme sağlanamaz. Bizde bu olgu yeni değil, 2001 IMF programları ile başladı ve AKP bunu devam ettirdi.

Türkiye halkını zenginleştirmek istiyorsa, ithalata, dış borca ve sıcak paraya dayalı ekonomik programlardan vazgeçmeli ve üretime ve ihracata dayalı ekonomik uygulamalara başlamalıdır. Bunun için planlı kalkınma programları yapmak ve uygulamak şarttır.  Devlet eli ile yandaş zengin etme devri bitmelidir. Vergi yükü az ve orta gelirli vatandaşlardan alınıp zenginlere verilmelidir. Artan refah taban yayılmalıdır. Türkiye’ye yeniden sosyal devlet özelliği kazandırılmalı, eğitim ve sağlık hizmetlerinden halkın ücretsiz yararlanması sağlanmalıdır.



Halkımız da artık uyanmalı, din ile, iman ile kendisini kandırıp oy toplayıp zengin olan ama halkı fakir bırakan bu AKP’ye oy vermemelidir. Sadakalara kanmamalıdır. Üreten ve ürettikçe zenginleşen Türkiye için Vatan Partisi’ni desteklemelidir.

Hiç yorum yok: