YOKSULLUK
ARTIYOR
Dün akşam eve gelirken bir süpermarkete uğrayıp
balık aldım. Balık seçimi yaparken tezgah görevlisi alabalıklara baktığımı
görünce “ Çupralar da çok taze, isterseniz onlardan vereyim” dedi. Ben de alabalık
daha ucuz, çupra benim için pahalı olur diyince görevli, “ beyim siz
şanslısınız biz eve ekmeği zor götürüyorsunuz. Çalıştığımız bu mağazadan
alışveriş bile yapamıyoruz.” Dedi. Nedenini sorunca da asgari ücretle
çalıştığını, yol parası vermemek için her gün 2 saate yakın yürüdüğünü ve eve
boş gitmenin üzüntüsünü yaşadığını söyledi.
İşte AKP iktidarının uyguladığı ve CHP yetkilileri
tarafından beğenilen ekonomik politikalarının Türkiye’yi getirdiği nokta bu.
Milyonlarca insan işsiz; milyonlarca insan yoksul ve hatta milyonlarca insan
açlık sınırının altına yaşıyor. Bu tezgahtar tek değil, milyonlarca insan evine
ekmek götürmede zorlanıyor, milyonlarca insan ekmeğini katıksız yiyor. Bunların
hepsi işsiz de değil, çalışıyor veya emekli ama durumları bu. İşsizlerin durumu
daha da kötü. Gerçek işsizlik de % 18’ler
civarında.
Son 13 yılda 60 milyar dolar özelleştirme yapılmış.
Yani, milletin fabrikaları, ormanları, şirketleri, tesisleri ona buna satılmış
ve 60 milyar dolar hazineye para girmiş. Türkiye’nin dış borcu 440 milyar
dolara yükselmiş. Ekonomi büyümüş ama millet aç.
Borçlanma ve ithalata dayalı ekonomi uygularsanız ve
ekonominizi dış güçlerin etkisine açık tutarsanız sonunuz bu olur. Sürekli dış
ticaret açığı verirsiniz, sürekli cari işlem açığı verirsiniz. Büyüme
sağlasanız bile bu büyüme zengin tabakaya, yandaşlara, yabancılara ve yabancıların işbirlikçilerine
yarar. Halkınızdan çok, uluslar arası şirketleri zengin ederisiniz. Türkiye’de
olan budur.
"2014 yılı rakamlarına baktığımızda, gelişmekte
olan diğer ülkelere göre büyümenin daha az olduğu görülür. Diğer ülkeler
ortalama % 4.3 oranında büyürken Türkiye’nin büyüme oranı % 3.3’de kalmıştır.
Bunun sebebi, Türkiye yıllardır yatırım yapamıyor. Hem iç tasarruf açığı var,
hem de yatırım ortamı yok. 2013 yılında gelişmekte olan ülkelerde ortalama
tasarruf oranı (toplam tasarrufların milli gelire oranı) yüzde 26.3 iken bizde
15.1’dir. Ayrıca gelişmekte olan ülkelerde ortalama yatırım oranı yüzde 25.1
iken bizde 22.9 olmuştur."
Tasarruf yaratamayan, sürekli dış kaynaklara
ihtiyacı olan bir ekonomide büyüme sağlanamaz. Bizde bu olgu yeni değil, 2001
IMF programları ile başladı ve AKP bunu devam ettirdi.
Türkiye halkını zenginleştirmek istiyorsa, ithalata,
dış borca ve sıcak paraya dayalı ekonomik programlardan vazgeçmeli ve üretime
ve ihracata dayalı ekonomik uygulamalara başlamalıdır. Bunun için planlı
kalkınma programları yapmak ve uygulamak şarttır. Devlet eli ile yandaş zengin etme devri
bitmelidir. Vergi yükü az ve orta gelirli vatandaşlardan alınıp zenginlere
verilmelidir. Artan refah taban yayılmalıdır. Türkiye’ye yeniden sosyal devlet
özelliği kazandırılmalı, eğitim ve sağlık hizmetlerinden halkın ücretsiz
yararlanması sağlanmalıdır.
Halkımız da artık uyanmalı, din ile, iman ile
kendisini kandırıp oy toplayıp zengin olan ama halkı fakir bırakan bu AKP’ye oy
vermemelidir. Sadakalara kanmamalıdır. Üreten ve ürettikçe zenginleşen Türkiye
için Vatan Partisi’ni desteklemelidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder