SORUNLARDAN UZAK YAPAY GÜNDEM
Bunlar bizim sorunlarımız:
Dünyanın
en büyük ekonomileri sıralamasında 17’nci ülkeyiz ama kişi başına düşen
ortalama gelir sıralamasında 99’uncuyuz.
Kamunun
2002 yılında 155.2 milyar TL olan iç borç stoku, yüzde 163 oranında net 253
milyar lira büyüyerek 2012 sonunda 408.3 milyar liraya yükseldi
Kamunun
iç-dış toplam borcu 2002-2012 döneminde yüzde 119 oranında net 316 milyar lira
büyüyerek 563 milyar liraya yükseldi. Yani Cumhuriyetin ilk 80 yılında devletin
257 milyar lira olan toplam borcuna, son on yılda 316 milyar lira eklendi.
Tüketici
kredileri ve bireysel kredi kartları ile
yapılan borçlanma 2002-2012 döneminde tam 38 kat büyüyerek 6.4 milyar liradan
255 milyara yükseldi.
Devam edelim:
En
düşük istihdam oranına sahibiz. 2009’da Türkiye % 44.3 düzeyinde, OECD
ortalaması % 66.1.
• Yoksullukta
üçüncüyüz. Biz %17 iken, OECD ortalaması %11.1
• Yoksulluk
sınırında yaşayan çocuk sayısı Türkiye’de yüzde 24.6. Bu oranla Türkiye 39 ülke
arasında üçüncü sırada.
• Türkiye’de
her 4 çocuktan biri (% 25) açlık sınırında yaşıyor. OECD ortalaması yüzde 12.7.
• Bebek
ölümlerinde 1’inci sıradayız. Bizde binde 17 (2008) iken, OECD ortalaması 4.6.
• Yaşanabilirlikte 58’inciyiz.
• Yoksullukta
56’ncıyız.
• Beslenmede
73’üncüyüz.
• Kişisel
alım gücünde 61’inciyiz.
• Gelir
dağılımında 131’inciyiz.
• Çocuk
sağlığında 97’inciyiz.
• İnsani
gelişmede 83’üncüyüz.
• İnsan
haklarında 78’inciyiz.
• Can
güvenliğinde 65’inciyiz.
• Demokraside
89’uncuyuz.
• Basın
özgürlüğünde 106’ıncıyız.
• Cinsiyet
eşit(siz)liğinde 122. sırada;
• Nüfusta
yoksul oranı %17.0 (13 Milyon)
• Ülkede
günde 5 dolara kadar bir gelirle yaşayan nüfusun sayısı 20 milyonu aşıyor...
Çocuk yoksulluğu da bu sayılardan aşağı kalmıyor...
• Türkiye’nin
yabancılarla ortak olmadığı hiçbir şeyi kalmadı.
• Ülkenin
sanayi kuruluşları, sigorta şirketleri, bankaları, iletişim firmaları, liman
işletmeleri, tarımı, madenleri, suları
ya satılmıştır ya da satılıktır.
• Kendi
ülkemizde yabancılar için çalışan işçi durumuna düşüyoruz.
• Tüketimimiz
İthalat ağırlıklıdır.
• İhracatımız
ithalatımızı karşılayamıyor. Tarım ürünleri ithalatına bir yılda 10 milyar
dolar ödedik.
• Sürekli
Cari işlem açığı veriyoruz (Son sekiz yılda: 232 milyar dolar).
• Sürekli
faiz ödüyoruz: bir yılda 50 milyar dolar.
• Yabancıların
bir yılda gerçekleştirdiği kar transferi 10 milyar dolar.
• Borsa
yolu ile devamlı döviz kaybediyoruz.
• Finans
sektörü yolu ile devamlı döviz kaybediyoruz.
• Sevr
projesi ABD’nin yürüttüğü Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) bir parçası haline
geldi.
• Bu
proje ile Türkiye’nin sınırları değişecek ve Güneydoğu Anadolu ve Kuzey Irak’ta
bir Kukla devlet kurulacak.
Dünyaya göz attığımızda, insanların, geleceklerini eğitim ve
bilim yolu ile şekillendirmeye çalıştıklarını görüyoruz. Bilim geliştikçe, pazarlamada ve parekendecilikte, tıp alanında, haberleşmede ve medyada dijitalleşme
artıyor. Yeni enerji kaynaklarının bulunmasına çalışılıyor. Depolanabilir
enerji arayışı artıyor. Nano teknoloji üzerinde çalışmalar yoğunlaşıyor. Çevre
bilinci doğrultusunda doğanın korunması için neler yapılacağı, su sorunun nasıl
çözüleceği bilimsel ortamlarda tartışılıyor. Sanayi ve tarımda verimliliğin ve
iş güvenliğinin artırılmasına çalışılıyor. Okyanusun binlerce metre altında
bilim adamları denizlerin sırrını arıyor. Uzay çalışmaları hız kazanıyor. Kuyruklu yıldıza robot gönderilip oradan
bilgiler toplanıyor. Bilimsel gelişmeler giderek hızlanıyor.
Peki, biz ne yapıyoruz? Neyi tartışıyoruz? Tamamen yapay
gündemler ve boş laflarla gün geçiriyoruz. Politikacıların konuşmalarında en
ufak entelektüel bir cümle yok. Televizyonlarda gerçek sorunlar tartışılmıyor,
tam tersine Türkiye halkına sorun yaratmak için beyin yıkanmaya çalışılıyor.
Yukarda sıraladığım sorunlar ne oranda gündeme geliyor,
takdir sizin.
1 yorum:
Çok haklisiniz hocam.
Yorum Gönder