TAM BAĞIMSIZLIĞA DOĞRU ÖNEMLİ BİR ADIM
Türkiye’nin Karadeniz açıklarında 320 milyar metreküp gibi önemli
miktarda doğal gaz rezervinin bulunması ve bunun da diğer keşiflerin habercisi
olarak değerlendirilmesi milletimizin geleceği açısından çok büyük önem
taşıyor. Bu müjdeyi Türkiye’deki diğer gelişmelerle birlikte
değerlendirildiğinde ileriye doğru olan ümidimiz daha da artıyor.
Türkiye bu önemli kefe giden yola yıllar önce girdi. Türkiye,
2013 yılında satın alınmış olan Barbaros Hayreddin Paşa sismografik araştırma
gemisi ve 2015’te yapımı tamamlanan Oruç Reis araştırma gemisinin yanına 2017
yılında Fatih derin deniz sondaj gemisini, 2019’da onun ikiz kardeşi olan Yavuz
sondaj gemisini ve 2020 yılında da Kanuni sondaj gemisini dahil ederek Akdeniz
ve Karadeniz’de enerji kaynağı aramaya başladı. Fatih gemisi, mayıs sonunda
Karadeniz’de göreve gönderildi ve 15 Temmuz itibarıyla ilk sondaja başladı.
Daha önceden bölgede yapılan sismik araştırmalar neticesinde orada olduğu
tahmin edilen rezerv için sondaja başlayan Fatih, kısa süre içerisinde 3 bin
500 metre derinliğe inerek doğal gaz rezervlerine ulaştı.
GENİŞ AÇIDAN BAKINCA
Konuya geniş açıdan bakınca şunları görüyoruz:
1.
Türkiye, emekli Amiral Cem Gürdeniz’in isim
babalığı yaptığı kamunun gündemine taşıdığı ve Emekli Amiral Soner Polat’ın
şiddetle savunduğu “Mavi Vatan” kavramı ile tanıştı. Türk milleti vatan
sınırlarının deniz kıyılarında bitmediğini anladı. ‘Kıta sahanlığı’, ‘Münhasır
Ekonomik Bölge’ gibi kavramların önemi anlaşıldı. Türkiye, kendi tersanelerinde,
kendi mühendislerince, kendi işçilerince ürettiği, yerli silahlarla, füzelere
donattığı muhriplerle, denizaltılarla mavi vatanını korumaya ve sahip çıkmaya
başladı.
2.
Silah sanayiinde çok önemli gelişmeler oldu.
Türkiye, kendi helikopterini, zırhlı araçlarını, obüslerini, toplarını, piyade
tüfeklerini, mühimmatlarını, muharip gemilerini, denizaltılarını, sahil koruma
botlarını, eğitim uçaklarını, silahlı ve silahsız insansız hava araçlarını
kendisi üretmeye başladı. Savunma sanayinin dışa bağımlılığı azaldı. S 400’leri
alarak hava savunma sistemlerini geliştirdi. Tuzlada yapımı devam eden uçak
gemisini suya indirdi. ASELSAN, TUSAŞ, BMC, ROKETSAN, STM, FNSS, HAVELSAN
dünyanın en büyük 100 silah şirketi arasına girdi.
3.
TSK’dan, MİT’ten Amerikan gladyosunun (FETÖ)
temizlenmesi ile savunmamız çok güçlü hale geldi.
4.
Mavi vatanımızdaki petrol, doğal gaz gibi
zenginlikleri kendi sismik araştırma ve sondaj gemisiyle aramaya ve çıkarmaya
başladı. Enerji konusunda dışa bağımlılığını azaltarak tam bağımsızlık yolunda
önemli bir adım attı.
5.
Türkiye, kendisini bölmeye kalkan ve borç
batağına iten ekonomik programlar dayatan Atlantik siteminden dışına çıktı. Amerikan
emperyalizmine karşı başı dik, bağımsızlıkçı bir yola girdi. Asya’da yerini
almaya başladı. Yükselen Asya uygarlığının önder ülkelerinden biri oldu.
BONZAİ İÇENLER VEYA ATLANTİK EROİNMANLARI
Karadeniz’de bulunan doğal gaz milletimizin çok önemli bir
kısmını sevindirip mutlu ederken bazılarını da telaşlandırdı, adeta yasa boğdu.
Sayın Perinçek’in Bonzai içmiş ve Sayın Gürdeniz’in Atlatik
eroinmanları dediği bu insanlar, olayı küçümseyerek, alay ederek, “7-8 seneden
önce çıkarılamaz”, “zaten verimli delmiş”, “maliyeti çok yüksek”, “yandaş
firmalar kazanacak”, “seçim yatırımı”, “rezerv de çok azmış” diyerek acılarını
hafifletmeye ve birbirlerini teselli etmeye çalışıyorlar.
Karadeniz’de doğal gaz bulunmasının, Türkiye’nin ekonomik
bağımsızlığa ve oradan da tam bağımsızlığa giderken attığı çok önemli bir adım
olduğunu anlamıyorlar.
Sırtlarından Atatürk resimli tişörtlerini, ellerinden Atatürk
posterlerini ve dillerinden Atatürk sözcüğünü düşmeyen bu sahte Atatürkçülere
Atatürk şu sözlerini hatırlatmak istiyorum:
“Biz yaşamak isteyen, haysiyet ve şerefiyle yaşamak isteyen
bir milletiz. İstiklâl-i tam denildiği zaman tabii ki siyasi, mali iktisadi
adli, askeri, her hususta istiklâl-i tam demektir. Bu saydıklarımın herhangi
birinde istiklalden mahrumiyet millet ve memleketin hakiki manasıyla bütün
istiklalin mahrumiyeti demektir.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder