MİLLİ DEVLET MİLLİ DİL
Gazetelerde şu haberi okuyunca sevindim ve umutlandım: “Türk
Dil Kurumu, tabelalardan şirket isimlerine kadar her alandaki yabancı
kelimelerle ilgili kapsamlı rapor hazırladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan
başkanlığındaki Yüksek İstişare Kurulu'nda görüşülen raporda, İngilizce
isimlerin ayıklanması ve Türkçenin korunması için yasa çıkarılması önerildi.”
Bu yasanın en kısa zamanda çıkarılmasını dileriz. Kayseri’de
de tabelaların, şirket isimlerinin çoğunun ismi İngilizce.
Adam 15 katlı binayı dikmiş, daireleri satışa çıkarmış.
Dairelerin satılık olduğunu anlatmak için binanın ön cephesine kocaman bir afiş
asmış. Afişte şu yazıyor: “SATILIK FLATS”
Şaşkınlıkla okudum. Sanırsın Kayseri’nin halkının yarısı
İngiliz veya Amerikalı, bu ilanı görünce gelip daire alacaklar.
Kentte bir ufak tur attım ilk 10 dakikada gördüklerim
şunlar: “Başyazı Center”, “Başyazı Country”, “Green Appel villaları”, “Osmanlı
Home”, “Kebap House”, “Show Room”, The Kayseri Residence”, “Coffe Break”, “Steak
House”.
Maalesef İngilizce Türkçeyi yavaş yavaş teslim alıyor.
Kayseri gibi “muhafazakar” bilinen bir kent de dahi afişlerin, tabelaların çok
sayıda İngilizce kelime ile dolu olması aslına bu şehir için bir utanç
kaynağıdır.
Türkçe tarihin en eski dillerinden birisidir. Yusuf Has Hacib
1070 yılında Kutadgu Bilik’i Türkçe olarak yazdığında henüz daha İngilizce diye
bir dil yoktu. Bu gerçeği hatırlayınca İngilizce hayranlığına karşı içimdeki
isyanı daha da büyüyor.
KÜLTÜREL ÜSTÜNLÜK
Milletler arası mücadelelerde “kültürel üstünlük” büyük önem
taşır. “Kültürel üstünlük” kavramını ilk ortaya atan İngilizlerdir. İngiltere
bu kavramı çok etkili bir şekilde kullandı. Sömürdüğü ülkelerde İngilizceyi ana
dili haline getirmeye çalıştı. Bunun için de eğitim dilinin İngilizce olmasını
sağladı. Böylece bu ülkelerde İngiltere’ye karşı bir hayranlık uyandırdı.
Ülkeleri sömürmeyi kolaylaştırdı.
Mandela’nın şu sözleri çok önemli:
“Ben bir İngiliz okulunda eğitim ve öğretim gördüm. Şöyle
bir düşünceye kapıldım: İyi olan herşeyin anavatanı İngiltere’dir.”
Günümüzde de dünya egemenliği peşinde olan Amerika
emperyalist emellerini gerçekleştirmek için başta İngilizce olmak üzere kendi
kültürünü tüm dünyaya yaymaya çalışıyor. Bunda da çok başarılı oluyor. Kültürel
üstünlüğü siyasi ve ekonomik üstünlüğün takip edeceğini biliyor.
Türk milleti olarak dilimize sahip çıkamamanın eksikliğini
dün de yaşadık bugün de yaşıyoruz. Amerika’nın kültürel üstünlüğünü kabul etmiş
gibiyiz. Bu da bizi sömürüye açık hale getiriyor. Batı hayranlığı içine giren
aydınlarımız, Attilâ İlhan’ının deyimiyle “Batı’nın manevi” ajanı haline
geliyor.
Dilin kıymetini bilmemiz lazım. Unutmayalım ki, dilini
kaybeden bir millet birkaç kuşak sonra topraklarını kaybeder ve tarih
sahnesinden silinip gider.
BATI HAYRANLIĞINA SON
Türkçemize musallat olan bu İngilizce yazma ve konuşma hastalığından hızla kurtulmalıyız. Bunun için ilk yapılacak şey ülkede yabancı dille eğitimin yasaklanmasıdır. Bağımsız bir ülkede asla yabancı dille eğitim yapılamaz.
Amerikan kültürüne hayranlığımız sadece dille sınırlı değil. Amerikan kültürüne hayranlığımız milli kültürümüzün bozulmasına, bazı değerlerimizin de unutulmasına neden oluyor. Bu duruma son vermek ve kültür emperyalizmine dur demememiz gerek.
Atatürk’ün şu sözlerini hiç unutmayalım:
“Dünyanın bize hürmet göstermesini istiyorsak evvelâ bizim
kendi benliğimize ve milliyetimize bu hürmeti hissen, fikren, fiilen, bütün iş
ve hareketlerimizle gösterelim. Bilelim
ki millî benliğini bulmayan milletler başka milletlerin avıdır”
“Cumhuriyetimizin dayanağı Türk topluluğudur. Bu topluluğun
fertleri ne kadar Türk kültürüyle dolu olursa, o topluluğa dayanan cumhuriyet
de o kadar kuvvetli olur”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder