3 Ocak 2019 Perşembe



SİSTEMİ SORGULAYALIM

Ekonomik kriz içerisinde olduğumuzu inkar etmek mümkün değil. Yükselen enflasyon, artan işsizlik, ardı ardına ilan edilen konkordatolar, iflaslar, fabrikalardan çıkarılan işçiler, bozulan gelir dağlılımı, artan ekonomik eşitsizlikler bu krizin kanıtları...

İnsanlar çare arıyor ama suçlanan sadece iktidarlar oluyor. İktidar değişince, her şey düzelecek sanılıyor. 1980’den bu yana uygulanan liberal kekonomik model ise hiç sorgulanmıyor.

Sistem sorgulanmıyor çünkü kapitalist, liberal ekonomik modelin en başarılı sistem olduğuna dair insanlar inandırılmış, önyargılar oluşturulmuş. Bırakın sosyalizmi, devletçilik, planlı kalkınma bile tu kaka olmuş. Küreselleşmiş, liberalleşmiş bir ekonomik modelin çok başarılı olacağına dair kanaatler insanlarımızın beynine çakılmış.


KÜRESELLEŞME EMPERYALİZMİN DAYATMASIDIR

‘Küreselleşme’ emperyalizmin bir diğer adıdır. Büyük sermayenin paraları toplamak için kurduğu ve uygulamaya soktuğu bir sistemdir. ABD, bu sistemi sürdürmek için, yıllardır kendi planladığı ve yürüttüğü canice ve insafsızca savaşlarla dünyayı kana buladı.

Bu sistemin kaymağını yiyenlerin, sermayelerini sürekli artıranların  yönetip yönlendirdiği bir medyamız var. Bu medyanın yazarları, çizerleri, sözcüleri sistemin tartışılmasına izin vermiyor. Atlantik sistemi liberalizmi dayatıyor, bu yazar çizer takım da onların sözcülüğünü yapıyor. Toplumun önüne başka ekonomik modeller konulmuyor.

Meclis içindeki partiler, iktidarı ile muhalefeti ile bu sistemin savunucusu kesilmiş. Aralarındaki yarış ise bu sistemden faydalanmak için iktidara gelme mücadelesine dönüşmüş.

YENİ BİR DÜNYA KURULUYOR

Oysa dünya değişiyor. Amerikan’ın egemen olduğu ve kapitalist, liberal ekonominin diğer ülkelere şu veya bu şekilde dayatıldığı dönem geride kalıyor.

Çin, Hindistan gibi ülkelerin hızlı kalkınması ve refahın topluma daha hakkaniyetli biçimde dağıtıldığının görülmesi Atlantik sisteminini de onun ekonomik modelini de tarışılır hale getirdi. Kapitalist, liberal ekonomi geride sömürü, zulüm, kan ve göz yaşı bırakarak etkisini yitiriyor. Atalantik çağı bitiyor, Avrasya çağı başlıyor.

ÖN YARGILARIMIZI YIKALIM

Değişen dünyaya gözlerimizi kapatamayız. Gözlerimiz açalım, kulaklarımızı farklı seslere alıştıralım ve ön yargılarımızı yıkalım artık. Kapitalist liberal sistem dışında kalkınan ülkeleri görelim.

Serbest ticaret, sürekli özelleştirme, gümrükleri indirme, ihtiyaçları ithalatla karşılama, işçi haklarına kısıtlama, sermayenin ve malların serbest dolaşımı, yabancılara maddi varlıklarımızın satışı dönemine artık son verelim.

SİSTEMİ DEĞİŞELİM

İktidarı değiştirmek çözüm değildir. İktidarle birlikte sistemi değiştirelim. Özal gider, Çiller gelir; Çiller gider, Derviş gelir; Derviş gider, Erdoğan gelir ama sorunlar bitmez.Türkiye, üretimi esas alan, planlı, kamu ağırlıklı, emekçilere saygı duyulan yeni bir ekonomik sistemi bir an önce uygulamaya başlamalıdır.

Siyasi seçimlerimiz bu gerçeğe göre yapalım. Kim “Üretim Ekonomisini” savunuyorsa, kim Avrasya çağının öncü partisiyse iktidarı ona verelim.

Hiç yorum yok: