9 Mayıs 2025 Cuma

 

YUNUS NADİ’DEN EKREM İMAMOĞLU’NA SÜRÜKLENEN GAZETE: CUMHURİYET

Hemen her gün diğer birçok gazeteyi olduğu gibi Cumhuriyeti de okuyorum. Her okuyuşta nerden nereye diyorum. Yunus Nadi’nin kurduğu, antiemperyalist ve devrimci çizgide yayın yapan gazete, emperyalizmin bizi yönetmesi için bulduğu, eğittiği ve kullandığı birisinin ‘trolü’ haline gelmiş.

Yunus Nadi’yi iyi tanırsak dediklerim daha iyi anlaşılır.

KURUCU YUNUS NADİ, İSİM BABASI ATATÜRK

Cumhuriyet Gazetesinin kurucusu olan Yunus Nadi, gazetecilik hayatına Tasvir-i Efkâr gazetesinde başlamış, bu gazetenin başyazarlığını yapmış. 1. Dünya Savaşı'ndan sonra Velid Ebuzziya ile anlaşmazlığa düştüğü için Tasvir-i Efkar gazetesinden ayrılan Yunus Nadi, 1918'de Yeni Gün gazetesini kurmuş. Anadolu'daki milli mücadele hareketini desteklediğini Yeni Gün’de açıkça yazmış.

16 Mart 1920’de İstanbul'un işgalinden bir gün sonra gazetesi İngilizler tarafından kapatıldı. Yunus Nadi Anadolu'ya geçmek zorunda kaldı. 10 Ağustos 1920'den itibaren gazetesini “Anadolu’da Yeni Gün” adıyla çıkardı ve Anadolu'daki milli mücadeleyi desteklemeye devam etti. Gazete, 11 Mayıs 1924'e kadar Ankara’da yayımlandı.

Yunus Nadi, cumhuriyetin ilanından sonra İstanbul'a giderek hilafet yanlısı İstanbul basınına karşı cumhuriyeti ve devrimleri savunacak bir yayın organı olarak Cumhuriyet gazetesini yayımlamaya başladı. Gazete, Mustafa Kemal'in teklifi üzerine Hakimiyet-i Milliye ve Yeni Gün gazetelerinin birleştirilmesi ile doğdu ve Atatürk’ün önerisiyle ‘Cumhuriyet’ ismini aldı.

YUNUS NADİ’NİN BATI EMPERYALİZMİNE KARŞI TAVRI

Yunus Nadi'nin solla ilgilenişi 1917 Sovyet Devrimi'ne kadar geriye gider. Başyazarı olduğu Tasvir-i Efkar Lenin'in 1917 ilkbaharında Rusya'ya dönüşünü haber veren ilk gazetedir. Lenin'in ilk resmini o basmış ve devrim hakkında sürekli yazılar yazmıştır.

1920 yılında yazdığı bir yazıda şunları söylemiş:

“...Batı emperyalizminin mahkûm mevkiine indirdiği, kendisine ilelebet köle kılmak istediği, zulüm görmüş milletler arasında, bize çevrilen husûmet, bizi mahvetmekle bir teselli bulmak istemeyen bir vahşet derecesindedir. Ellerimizi ayaklarımızı kıskıvrak bağlayarak, bize ebedi bir kölelik hayatı yaşatmak istiyorlar. Demek oluyor ki, dünyanın büyük inkilâp savaşında, bizim yerimiz, vahşice saldırısını en ziyade bizim üzerimize yöneltmiş olan emperyalist ve kapitalist güruhu yıkmak isteyen taraftır.”

“...Bu arada, kendi nefsimizde tecrübeye dayanan bir keyfiyet olmak üzere, sâbit olmuş gerçek şudur ki, fenalık Rusya'da veya İngiltere'de değil, emperyalist ve kapitalistliktedir; Çarlık'ın ortadan kalkmış olması, İngiltere ve Fransa'nın Çarlık'a rahmet okutacak kadar, zalim ve kan içici olmalarına engel olmadı. Buna binaen gâye, daha fazla vuzuhla kendiliğinden belli oldu; aletıtlak emperyalistliğe ve kapitalistliğe karşı ve bunları ernegun edinceye kadar cidâl!...

“... Bu bayrak altında birleşen milletlerin savaşı, dünyanın ve insanlığın en mukaddes bir ihtilâlidir. Bu ihtilâl ki ona nazaran İngiliz ve Fransız İhtilâlleri, zikrolunmaya bile değmeyecek ufaklıkta, gölgede kalıyor...”

YUNUS NADİ’NİN KEMİKLERİ SIZLIYORDUR

Cumhuriyet gazetesi, emperyalist ülkeleri zalim ve kan içici olarak tarif edip, sömürüye karşı yapılan Sovyet ve Türk devrimini Fransız devriminden dahi büyük ve olumlu gören Yunus Nadi’nin gazetesi şimdilerde artık ‘zalim ve kan içici’ emperyalizmin kuklasına hizmet eder hale gelmiş.

Soldan sağa, devrimden karşı devrime ne acı savruluş!

Hiç yorum yok: