16 Ağustos 2024 Cuma

 


İNSANLIĞIN YOK OLDUĞU YER: GAZZE

‘İnsanlık dramı’, ‘vahşet’ gibi kelimeler Gazze’deki olayları isimlendirmede çok hafif kalıyor. Emperyalizmin en büyük terör örgütü olan İsrail, Filistin halkını öldürülerek, yakılarak, sürülerek yok etmeye çalışılıyor.

Batı Şeria yakılıyor, yıkılıyor; Filistin halkının kendi topraklarında, kendi evlerinde yaşama hakkı ellerinden alınıyor.

Gazze, atılan 70 bin ton bombanın sonucu olarak beton yığınına dönmüş durumda. Çoluk, çocuk, kadın demeden 40 binin üzerinde insan katledilmiş. Henüz daha ölmemiş olanlar ise evsiz, aşsız, ilaçsız çok kötü şartlar altında ve başlarına ne zaman bomba düşecek bilemeden yaşamaya çalışıyor.

 Azgınlaşmış katilleri insanlık sadece izliyor ve arada sırada ‘yapmayın’, ‘yazıktır’, ‘sizi kınıyoruz’ gibi sözler edip insan olmanın sorumluluğundan kurtulduğunu sanıyor. Kimilerinin de keyfi yerinde, müziklerle, oyunlarla, danslarla eğleniyor…

Gazete haberi:

“ABD, İsrail’e 21 milyar dolarlık yeni bir silah paketi daha gönderiyor. Batılı siyasetçiler ve medya ise siyonist rejimin Gazze’de yaptığı katliamı perdeleyip İran ve Hamas’ı hedef gösteriyor.”

Mahmut Abbas’ın TBMM’de yaptığı konuşmada söylediği şu sözler milletvekilleri tarafında uzunca süre alkışlanıyor:

“ABD veto hakkını kullandı tam 3 kez. Yani İsrail’in saldırılarına dünya dur derken ABD güvenlik konseyinden gelip veto hakkını kullanabiliyor. 14 ülke savaş dursun derken. ABD bir felakettir, felaket devam ediyor”.

“ABD bir felakettir, felaket devam ediyor” ifadesi bir tespittir.  Yukardaki gazete haberi ile birlikte değerlendirildiğinde, esas katilin Amerika olduğunun ilanıdır. Milletvekilleri alkışlarla bu tespiti kabullenmiştir. Yukarıdaki gazete haberi de bunun göstergesidir. Amerika’yı felaketlerin kaynağı haline dönüştüren de onun çok büyük sermayesidir.

Katil, ‘Kapitalizm’dir; kana ve paraya doymayan ‘Emperyalizm’dir.

Şimdi 104 yıl öncesine gidelim ve Ankara’da, Milli Mücadele yıllarında yayımlanan Hakimiyet-i Milliye gazetesini okuyalım¸ o zamandan bu zamana felaketin kaynağının değişmediğini görelim:

HÂKİMİYET-İ MİLLİYE (ANKARA) GAZETESİ’NİN BAŞMAKALESİ

20 Temmuz 1336/1920

EN BÜYÜK DÜŞMAN

“…en büyük düşman, düşmanların düşmanı; ne filan ne da falan milletler; bilâkis bu, âdete her tarafı kaplamış bir saltanat halinde, bütün dünyaya hâkim olan ‘Kapitalizm’ afeti: ve onun çocuğu ‘emperyalizm’dir…”

“…artık, bütün dünyanın anlamış olduğu bu hakikat, bizde de idrâk ediliyor. Bugünlerde başımıza musallat edilen Yunan, bütün düşman âleminin parçasından başka bir şey değildir; daha doğrusu, ‘Kapitalim Saltanatı’nın, ‘mazlum milletler’e karşı gönderebileceği son kuvvet, son ordudur. Nitekim bundan önce, üzerimize ordular saldırmış olan düşmanlar, yine böyle ‘Kapitalizm Saltanatı’nın ordularından başka bir şey değildi: Moskof orduları, İtalyan orduları, Bulgar ve Yunan orduları; kısaca bütün düşmanlarımız, ‘Kapitalizm’ tarafından ayaklandırıldı…”

“…tarihin eski devirlerinde, dünya bir takım zalim hükümdarların, istibdatları altında ezilirdi. Sonraları milletler, bu istibdatları yıktılar. Fakat bu defa onların yerini ‘para’nın, sermâye’nin zulmü geçti…”

“…’Sermaye’, bugüne kadar dünyada yapılmış bütün fenalıkların yegâne müsebbibi, yegâne mes’ûlü idi; bugün de odur; eğer dünyayı sür’atle istilâ eden, ‘Kapitalizm Aleyhtarlığı’ olmasaydı, bu zulüm yarın da devam edecekti. Çok şükür zulüm devrinin son günlerindeyiz. ‘Kapitalizm’ sadece falan veya filan milletin düşmanı değildir. Bilâkis bütün dünyanın bütün milletlerin müşterek düşmanıdır: milletleri birbirine düşüren, kuvvet o; kardeş kanlar döktüren fesatlar ondan; dünyayı kaplayan sefaletin müsebbibi; hülâseten bütün insaniyeti inleten zulmün yegâne zalimi odur…”

Bu zalimin, muvaffak olmak için, arada sırada müracaat ettiği muharebeler, yegâne kuvvetleri, yegâne silahları değildir. Bankalar, sendikalar, onun en kuvvetli silahlarıdır. Ve bütün milletleri, bu silahla mağlup eder. Memleketimize bakınız: reji’ler, düyun-u omomiyeler, kapitülasyonlar, şimendiferler, limanlar, gemiler, ticarethaneler… Bütün bu müesseseler, ‘Avrupa Kapitalizmi’nin, bizi mahvetmek için senelerden beri kullandığı, ibilisâne bir makinenin parçalarıdır…”

“…Sadece bizim memleketimizde değil, yeryüzünde bu makine devam ettikçe, sadece biz değil bütün dünya, zulüm altında ezilecek, sefâlet arşa çıkacak, insan felâketten felâkete yuvarlanacaktır. Bize bugün, hudut itibarıyla dünyanın en güzel, en hayale sığmaz sulh şartlarını verseler; ‘Kapitalizm dolabı’ memlekette, bugünkü şekilde kaldığı takdirde, mahvımız muhakkaktır…”

Hiç yorum yok: