15 Ağustos 2023 Salı

 % 1'İN YALANLARI VE RASYONEL DÜŞÜNCE

Sevgili Salih'in " Sokaklar; beyin patikaları çıkmazlaştırılarak içine cehalet ırmakları akıtılmış,  rasyonelliği  (akılcılığı) ortadan kaldırılmış,  eleştirel düşünceleri köreltilmiş yitik bezginlerle dolu." ifadesinden doğrusu çok etkilendim ve kendisine hak verdim.

Daha önceleri “blog” yazıyordum ama son zamanlarda yazmaz olmuştum. Salih’in bu ifadesini okuyunca tekrar yazmaya karar verdim. İlk birkaç yazımı “rasyonel düşünceye” ayıracağım.

Liberal kapitalist ekonominin uygulandığı ülkelerde zaten rasyonel düşüncenin gelişmesine izin verilmez. Böyle toplumlarda parayı kim kontrol ediyorsa, düşünceleri ve duyguları da o kontrol eder.

En zengin % 1'lik kesim sadece paraya hükmetmez, parayı kullanarak beyinlere de hükmeder. 

% 1'in söylediği yalanlara inanan % 99'luk bir kesimin olduğu toplumlarda rasyonel düşüncenin olmasını beklemek hayal kurmak gibidir.

Rasyonel düşünce için ön şartlardan birisi, doğru bilgidir. Toplumu bilgilendiren araçlar, gazeteler, televizyonlar, filimler, diziler, sosyal medya siteleri bu en zengin % 1'lik kesimin elinde olduğu sürece halkın gerçekler ulaşması mümkün değildir.

Rasyonel düşüncenin gelişmesi için, % 99'luk kesimin, % 1'in söylediklerinin yalan olduğunu bilmesi lazım.

Bu çok zengin kesim, rasyonel düşüncenin toplumda yaygınlaşmaması için,  insanların duygularını da yönetir. Parçalamak, egemen olmak istediği milli devletlerin halkını mezhep, etnik kimlik temelinde böler ve birbirlerinden nefret etmelerini sağlar.

Türkiye'de bunu çok iyi yaptılar. Etnik kışkırtıcılık yaparak insanları kendi ülkesine düşman hale getirdiler. Binlerce insanımız kaybına yol açtılar.

12 Eylül öncesi sağcı ve solcu diye halkı iki gruba böldüler ve birbirlerinden nefret etmelerini sağladılar. Sağcılar solcuları, solcular sağcıları düşman gördü; birbirlerini kırdılar. Ve bu ortamı bahane ederek istedikleri bir yönetimi Türkiye'nin başına getirdiler. 

Bu yönetim,  dünyayla bütünleşeceğiz diye, serbest ekonomi modelini uygulamaya başladı ve % 1'in egemenliğini artırdı.

Rasyonel düşünceyi engellemek isteyen bu % 1’lik kesim, nefret duygusu kadar sevgiyi de kullandı, kullanmaya da devam ediyor. 

Batı hayranlığı yarattılar. Her türlü kötülüğün Batı’dan gelmesine rağmen, bu hayranlık ve Batı tarzı yaşama biçimine olan sevgimizden dolayı Türkiye’ye yönelik tehdit, tehlike ve kötülüğün kaynağını algılayamadık. 

Türkiye’nin yönetiminde söz sahibi olmasını istemedikleri politikacılardan nefret edilmesini sağladılar. Nefret duygusu ile beyinleri sağlıklı ve mantıklı düşünemez hale getirdiler.

Sonuçta % 1’lik kesim daha da zenginleşirken yoksulların sayısı artıyor ama insanlar bu duruma yol açan liberal kapitalist sistemi sorgulayamaz durumda oldukları için siyasetçileri tartışıyorlar ama sisteme sorgulamak akılarına gelmiyor.

Rasyonel düşünce olsaydı, bunlar olur muydu? Yükledikleri nefret ve sevgi duyguları ve öğrettikleri yanlış bilgilerle ve söyledikleri yalanlarla rasyonel düşünceyi yok ettiler; etmeye de devam ediyorlar.

Yalanlarla, gerçekçi olmayan duygularla beyinleri esir alınmış insanlar rasyonel düşünüyorum sanır ama düşünemez.  Rasyonel düşünce için iki ön şart var; , kanıtlanmış doğru bilgilere itibar etmek ve duyguların etkisinden uzak kalmak.  

Toplumda rasyonel düşüncenin yaygınlaşması için, % 99’luk kitlenin % 1’lik kesimin yalanlarına inanmamasını sağlamak lazım. 

Yanlış bilgilerle beyni doldurulmuş ve bu bilgiler yüzünden önyargılar geliştirmiş insanlar rasyonel düşünemez. 


Hiç yorum yok: