12 Kasım 2022 Cumartesi

 GERÇEK ATATÜRK’Ü DEĞİL HAYALLERİNDEKİ ATATÜRK’Ü SEVİYORLAR

Her 10 Kasım’da olduğu gibi bu 10 Kasım’da da kalpleri Atatürk sevgisi ile dolu olan binlerce insan Atatürk’ü ziyaret etti. Anıtkabir’i ziyaret edemeyenler sosyal medya paylaşımları ile Atatürk’ü andı, bağlılıklarını dile getirdi.

Kendisini Atatürkçü sanan bazı kimseler ise zeybek oynayarak, beyaz leblebi ile rakı içerek ya da eşine sarılıp dans ederek Atatürkçü olduğunu ispat etmeye çalıştı.

Bunlar ve ne yazık ki, kalbi Atatürk sevgisi ile dolu olan çoğu insan gerçek Atatürk’ü değil de kafalarında oluşturdukları bir Atatürk hayalini seviyorlar ve onu özlüyorlar. 

Onlar aslında bir hayallerindeki Atatürk’ün peşinde koşuyorlar; Atatürkçülüğü de yanlış biliyorlar. Onlar için Atatürkçülük, Batı tarzı yaşam biçimi demek oluyor. Batılılara ne kadar çok benzerlerse, o kadar çok Atatürkçü olduklarına inanıyorlar.

Batı’yı o kadar çok benimsemişler ki, Batı’nın Türkiye’yi bölme planlarına bilmeden piyon bile olabiliyorlar. 

Bunlar aynı ustanın elinden çıkmış gibiler; düşünce yapıları, hayat görüşleri birbirlerine benziyor.

Atatürk’ün aşklarını, giyim kuşama verdiği önemi, insanlara karşı çok saygılı olduğunu filan bilirler ama onun insanlık tarihinin en büyük devrimcilerinden birisi olduğunu bilmezler. Bilmezler çünkü Atatürk’ü Can Dündar, Yılmaz Özdil, Zülfü Livaneli gibi yazarlardan ve sosyal medya paylaşımlarından öğrenmişlerdir. 

Atatürk’ün emperyalistlere karşı nasıl büyük bir mücadele verdiğini dikkate almazlar, zamanımızın en büyük emperyalisti Amerika’nın Türkiye üzerindeki projelerine bilerek veya bilmeyerek yardımcı olurlar.

Bilinçleri Amerikalılaşmıştır Amerika’nın hayranı kesilmişlerdir çünkü Amerika’yı ve dünyayı Hollywood filmlerinden, dizilerden ve Halk TV, Fox Tv, Birgün, Sözcü, Cumhuriyet gibi medya kuruluşlarından takip ederler. Amerika’nın Güneydoğu Asya’da, Irak’ta, Suriye’de, Güney Amerika’da, Orta Amerika’da yüzbinlerce insanın katili olduğunu ya bilmezler ya da dikkate almazlar. Sıkı birer Amerika hayranıdırlar.

Atatürk’ün eğitimin milli olması için gösterdiği çabaları unuturlar, okullarda, Üniversitelerde eğitim dilinin İngilizce olmasını isterler. Söyledikleri her cümlenin içine biri iki İngilizce kelime sokuştururlar. Bütün hayalleri çocuklarını Amerika’da okutmaktır.

Halk müziğini “kıro” müziği diye hor görürler; pop müzik, “Rock” müzik konserlerine giderler, konserin sonunda Atatürkçü olduklarını hatırlayıp hep beraber İzmir Marşı’nı söylerler.

Kilis’teki, Urfa’daki Arapça yazılmış tabelaların fotoğraflarını paylaşıp, Araplaşıyoruz diye şikâyet ederler ama giderek sayıları artan İngilizce tabelalardan rahatsız olmazlar.

Amerika FETÖ aracılığı ile Türkiye’yi işgal etmeye kalkar; bu yalancı Atatürkçüler hapse atılan FETÖ ve PKK/HDP mensupları için “Adalet Yürüyüşü” düzenler. Kamu görevinden uzaklaştırılanların göreve iadesini ister. 

Atatürk’ün fotoğrafları konusunda çok hassastırlar ama vatan topraklarını bizden koparıp almak için bize silahla saldıran PKK’nın siyasal uzantısı HDP meclise girsin diye oy toplarlar. Vatan elden gitsin, önemli değil, yeter ki fotoğraf duvarda asılı kalsın.

Vatanın ve milletinin birliğine karşı olan, cumhuriyet düşmanı PKK/HDP ile birlikte Atatürkçülük yapacaklarını sanacak kadar şaşırmış durumdalar. 

PKK ormanları yakar, yaktıklarını da bas bas bağırarak itiraf ederler ama bunların beyinleri o kadar uyuşmuştur ki, bir türlü PKK’yı kınayamazlar; Yangınları söndürmek için uçak yerine helikopter kullanıldı diye Tarım ve Orman Bakanını suçlarlar.

Ne zaman rakı lafı geçse hemen Atatürk’ü anarlar, rakı kadehlerine Atatürk’ün resmini koyarlar ama “İki ayyaş” sözüne çok sinirlenirler.

Sahipleri dindar diye BİM’den, A-101’den alışveriş yapmazlar; sahipleri arasında İngiliz olan Migros’u, Alman olan Real’i, Fransız olan Carrefour’u tercih ederler.

Atatürk’ün antiemperyalist tavrı, mazlum milletlerden yana oluşu, milli kültürü yüceltme arzusu, devrimciliği, milliyetçiliği, halkçılığı, devletçiliği, cumhuriyetçiliği bunlarda yok. Tek savundukları laiklik ama onu da din karşıtlığı sanıyorlar.

Ne zaman akıllarına Atatürkçülükleri gelse, “Türkiye laiktir laik kalacak” şeklinde slogan atıyorlar. Böylece Atatürkçü olmuş oluyorlar.

Çoğunun iyi niyetinden şüphe etmiyorum ama bilinç ve bilgi eksikliği olduğu muhakkak. Keşke Atatürk’ü, onu tüm özellikleriyle anlatan sağlam kaynaklardan öğrenseler de ve Atatürk’e ihanet eder duruma düşmeseler…

Hiç yorum yok: