25 Ekim 2019 Cuma


ÖLÜMÜNÜN 95.YILINDA ZİYA GÖKALP’İ DOĞRU TANIMAK!

Osmanlı döneminde başlayan Türkçülük akımının ileri gelen 3-5 düşünüründen birisi olan Ziya Gökalp, bundan 95 yıl önce, 25 Ekim 1924’de vefat etmişti. Türk Devrimi’ne önemli fikri katkılarda bulunan bu değerli alimi rahmetle ve şükranla anıyoruz.

Ziya Gökalp’ı çoğu kimse ırkçı ve Turancı olarak bilir ki bu kanı son derece yanlıştır. Bize Ziya Gökalp Milli Demokratik Devrim’e fikirleri ile ışık tutmuş bir düşünür ve yazardır.

IRKÇI DEĞİL TÜRKÇÜ VE HALKÇI

Onun millet anlayışını kendi ağzından anlatalım: “…millet, ne ırkî, ne kavmî, ne coğrafî, ne siyasî ne de iradî bir zümre değildir. Millet, dilce, dince, ahlâkça ve güzellik duygusu bakımından müşterek olan, yani aynı terbiyeyi almış fertlerden mürekkep bulunan bir topluluktur…”

Turancılık üzerindeki görüşünü kendi ifadesi ile özetlemek mümkün: “Türkçülerin uzak mefkûresi, Tûran nâmı altında birleşen Oğuzları, tatarları, Kırgızları, Özbekleri Yakutları dilde, edebiyatta, kültürde birleştirmektir.”

Türkçülük mefkûresini Türkiyecilik, Oğuzculuk ve Turancılık olarak üçe ayırdıktan sonra şöyle der: “Bugün, gerçeklik sahasında yalnız ‘Türkiyecilik’ vardır.”

MİLLİ DEMOKRATİK DEVRİM VE ZİYA GÖKLAP

Türk devrimi, Atatürk önderliğinde gerçekleştirilen bir milli demokratik devrim. Bu devrimin temel özelliği, iktidarın yapısını değiştirmek: Egemenlik tek kişiden tüm millete geçiyor (Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir). Bu aynı zamanda ülkenin feodal/ümmet toplumundan, millet toplumuna geçişi de gerektiriyor. Milletleşme sürecinin iki temeli var, milli kültür ve laiklik. Ziya Gökalp, bütün bu hususlarda devrimci bir anlayış içinde yazılar yazmış ve devrimi fikirleri ile deteklemiştir.

EGEMENLİK VE ZİYA GÖKALP

İktidarı tek adamdan alıp bütün millete yayan, istibdada son veren Atatürk’e en büyük Türkçü demesi, onun Türk devrimine bakış açısını net bir şeklide ortaya koyuyor:

“Bütün dünya, bugün Gazi Mustafa Kemal Paşa adını kudsî bir kelime sayarak, her an hürmetle anmaktadır. Evvelce, Türkiye’de, Türk milletinin hiçbir mevkii yoktu. Bugün, her hak Türk’ündür. Bu topraktaki hâkimiyet, Türk Hâkimiyetidir. Bu kadar kat’i ve büyük inkılabı yapan zât, Türkçülüğün en büyük adamıdır. Çünkü, düşünmek ve söylemek kolaydır. Fakat, yapmak ve bilhassa başarı ile neticelendirmek çok güçtür”.

“Türkçülük hiçbir zaman klerikalizmle, teokrasi ile, istibdatla bağdaşamaz. …Halk Fırkası, hükümranlığı millete yani Türk halkına verdi. Devletimize Türkiye ve halkımıza Türk Milleti adlarını verdi.

…Halk Fırkası’nın annesi Müdafaa-yı Hukuk Cemiyeti, büyük kurtarıcımız olan Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretlerinin doğru yolu göstermesi ve öncü olmasıyla bir yandan Türkiye’yi düşman saldırılarından kurtarırken, öte yandan da devletimize, milletimize, dilimiz hakiki adlarını verdi ve siyasetimizi istibdadın ve yabancı unsurlar siyasetinin son izlerinden bile kurtardı”.


ÜMMET KÜLTÜRÜNDEN MİLLİ KÜLTÜRE

Feodal kültürden milli kültüre geçiş, milli demokratik devrimin bir gereğidir. Ziya Gökalp de zaten milli kültürü savunur ve bunun için de milli terbiyeyi esas alır: “…biz modern bir cemiyet olduğumuz için, terbiyemizin milli olmasına çalışmamız kâfidir. Terbiyemiz milli olduğu gün, ister istemez modern de olacaktır”.

Ziya Gökalp, kültür ve medeniyeti iki ayrı husus olarak kabul eder ama milli kültürün de Avrupa medeniyeti ile kaynaştırılmasını önerir:

“Hukuk, ahlâk ve felsefe ve iktisatta usuller ve sistemler Avrupalı olmalı, fakat ruh tamamiyle halka, hayata uygun ve milli bulunmalıdır. İşte, bu usulleri takip etmek şartıyla, Avrupa medeniyetini milli kültürümüzle kaynaştırabiliriz. Her milli kültür kendi istiklalini muhafaza edebilmek için, milletlerarası medeniyeti benimsemek zorundadır.”

Yazımızı onun şu sözleri ile bitirelim:

“Gelecekte de halkçılık ve Türkçülük el ele vererek, mefkûreler âlemine doğru beraber yürüyeceklerdir. Her Türkçü siyaset sahasında halkçı kalacaktır, her halkçı da kültür sahasında Türkçü olacaktır.”

Kaynaklar:

Ziya Gökalp, Terbiyenin Sosyal ve Kültürel Temelleri. Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, 1992.
Ziya Gökalp, Türkçülüğün Esasları. Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, 1972

Hiç yorum yok: