17 Temmuz 2019 Çarşamba


TABANI GENİŞ TUT, ZİRVEYE AMERİKA’YI OTURT

Amerika’nın kendi projelerine ve politikalarına evet diyecek hükumetler oluşturmak için iktidarların seçimle belirlendiği ülkelerde kullandığı bir yöntem var:

“Tabanı geniş tut, zirveye Amerika’yı oturt”, yöntemin adı da bu!

GENİŞ TABANIN İLK BAŞBAKANI: ÖZAL

Bu yöntemle ilk defa Turgut Özal başbakan olmuştu.  Onun ellerini başının üstünde kenetleyerek yaptığı işaret hafızalardadır. Eski Adalet Partilileri, Cumhuriyet Halk Partilileri, Milliyetçi Hareket Partilileri ve Milli Selamet Partilileri bir araya getirdiğini bu el, kol işareti ile göstermeye çalışmıştı.

Bu dört eğilimin oluşturduğu taban onun seçimi kazanmasını sağlamıştı. Bu tabanın üzerine oturduktan sonra uyguladığı siyasi ve ekonomik programlarlar en çok Amerika’ya ve küresel büyük sermayeye yaradı. 

“Dört eğilimi birleştirmek” Özal’ı iktidara taşımanın formülüydü. Formülün başarısı Amerika’yı mutlu etti. Böylece Türkiye ekonomik ve siyasi olarak Amerikan’ın kontrolüne girmiş oldu. Bugün içinde bulunduğumuz ekonomik krizin tohumu da o zaman atıldı. Şimdilerde bu tohum yeşerdi ve ekonomimizi iflas noktasına taşıdı.

GENİŞ TABANIN İKİNCİ BAŞBAKANI: ERDOĞAN

Erdoğan, Gül ve FETÖ üçlüsünün iktidara taşınması da bu “Tabanı geniş tut, zirveye Amerika’yı oturt” stratejisi ile gerçekleşti.

Ecevit başkanlığındaki 57. Hükumet Amerika’nın BOP projesine karşı tavır alması onun sonunu hazırladı. Önce bir ekonomik kriz yaratıldı. Kemal Derviş kurtarıcı olarak gönderildi. Derviş, bir yandan özelleştirmeleri hızlandırırken diğer yandan DSP’yi böldü. Bu sırada Milli Selamet Partisi’nden ve ANAP’dan kopmalar oldu. Hükumet meclis içinde azınlığa düştü ve 3 Kasım 2002’de seçime gidildi.

Seçim sonucunda, eski partilerinden ayrılan siyasal İslamcılardan, muhafazakarlardan, liberal solculardan ve ülkücülerden oluşan bir geniş tabana dayanan AKP tek başına iktidar oldu. Böylece bu geniş tabanın zirvesine oturan Amerika iktidar oldu. Amerika’nın vekaleti artık Erdoğan ve Gül’deydi.

GENİŞ TABANIN YENİ ADI: DEMOKRASİ İTTİFAKI

2014’den bu yana Türkiye Amerika’nın hiç de istemediği ve kabullenemediği politikalar izlemeye başladı. PKK hendeklere gömüldü, FETÖ ezilmeye başlandı, Irak ve Suriye’nin kurulmak istenen koridor (İkinci İsrail) Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatları ile bölündü ve önlendi, Amerika’nın düşman olarak gördüğü Rusya, İran, Çin ile ilişkiler artırıldı ve son olarak da S 400 füzeleri alındı.

Bunlar Amerika’yı yeni bir iktidar arayışına ve çabasına itti; yeni bir ‘geniş taban’ oluşturma çalışmaları hızlandı.

Hazırlıklara çok önceleri başlanmıştı. Kılıçdaroğlu’nun bir koluna HDP/PKK, diğer koluna FETÖ’yü takıp Amerika ve Avrupa’dan Türkiye’ye ‘adalet’ getirmelerini rica ederek Ankara’dan İstanbul’a yürümesi, MHP’nin bölünüp İyi Parti’nin kurulması, HDP’nin TBMM’ne girmesi için her evden bir oy istenmesi, Demirtaş’ın türküler çalıp söyleyen bir barış güvercini gibi gösterilmesi hep bu ‘geniş taban’ın oluşumu için yapılan ön hazırlıklardı.  Tabanın adını da koydular: “Millet İttifakı”

“Millet İttifakı” yeterli büyüklükte bulunulmadı ki, tabanı genişletmek için Abdullah Gül, Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu da piyasaya sürüldü. Böylece ‘Millet İttifakı’nın yerini ‘Demokrasi İttifakı’ alacak. Taban daha da genişleyecek ve sandıktan Amerika’nın çıkma ihtimali artacak.


Bu ‘geniş tabanın’ medya desteği de hazır; Halk TV, Fox TV, Sözcü, Cumhuriyet, Birgün, Yeniçağ gazetesi görev başı yapmış durumda. Bunlar yeterli bulunmamış ki, DW öncülüğünde dünyanın önde gelen diğer kamu yayıncılarından BBC, F24 ve VOA’nın desteklediği +90 isimli bir de Youtube kanalı kurulmuş ve yayınlarına başlamış.

AMERİKA ARTIK İKTİDAR BELİRLEYEMEZ

Türk milleti, her türlü perdelemeye ve güzellemeye rağmen Amerika’nın gerçek yüzünü gördü. Toplum içerisinde Amerikan karşıtlığı %80-90’lara ulaşmış durumda.

‘Demokrasi İttifakı’ boş bir çabadır. Türkiye’nin Amerikan projelerine teslim olma devri bitmiştir.

Emperyalizme karşı ‘Türkiye İttifakı’nın kurulması kaçınılmaz hale gelmiştir. Hiçbir vatansever emperyalistlerin projelerinde piyon olmaz.

“Demokrasi İttifakı” içinde yer alacak partilerde çok sayıda vatansever insanın olduğuna inanıyoruz. Onlar da Türkiye cephesinde er veya geç yerlerini alacaklardır.

Geleceğe umutla bakıyoruz, Türk milletine güveniyoruz.

Hiç yorum yok: