TABANI
GENİŞ TUT, ZİRVEYE AMERİKA’YI OTURT
Amerika’nın kendi projelerine ve politikalarına evet diyecek
hükumetler oluşturmak için iktidarların seçimle belirlendiği ülkelerde
kullandığı bir yöntem var:
“Tabanı geniş tut, zirveye Amerika’yı oturt”, yöntemin adı
da bu!
GENİŞ TABANIN İLK BAŞBAKANI: ÖZAL
Bu yöntemle ilk defa Turgut Özal başbakan olmuştu. Onun ellerini başının üstünde kenetleyerek
yaptığı işaret hafızalardadır. Eski Adalet Partilileri, Cumhuriyet Halk
Partilileri, Milliyetçi Hareket Partilileri ve Milli Selamet Partilileri bir
araya getirdiğini bu el, kol işareti ile göstermeye çalışmıştı.
Bu dört eğilimin oluşturduğu taban onun seçimi kazanmasını
sağlamıştı. Bu tabanın üzerine oturduktan sonra uyguladığı siyasi ve ekonomik
programlarlar en çok Amerika’ya ve küresel büyük sermayeye yaradı.
“Dört eğilimi birleştirmek” Özal’ı iktidara taşımanın
formülüydü. Formülün başarısı Amerika’yı mutlu etti. Böylece Türkiye ekonomik
ve siyasi olarak Amerikan’ın kontrolüne girmiş oldu. Bugün içinde bulunduğumuz
ekonomik krizin tohumu da o zaman atıldı. Şimdilerde bu tohum yeşerdi ve
ekonomimizi iflas noktasına taşıdı.
GENİŞ TABANIN İKİNCİ BAŞBAKANI: ERDOĞAN
Erdoğan, Gül ve FETÖ üçlüsünün iktidara taşınması da bu
“Tabanı geniş tut, zirveye Amerika’yı oturt” stratejisi ile gerçekleşti.
Ecevit başkanlığındaki 57. Hükumet Amerika’nın BOP projesine
karşı tavır alması onun sonunu hazırladı. Önce bir ekonomik kriz yaratıldı.
Kemal Derviş kurtarıcı olarak gönderildi. Derviş, bir yandan özelleştirmeleri
hızlandırırken diğer yandan DSP’yi böldü. Bu sırada Milli Selamet Partisi’nden
ve ANAP’dan kopmalar oldu. Hükumet meclis içinde azınlığa düştü ve 3 Kasım
2002’de seçime gidildi.
Seçim sonucunda, eski partilerinden ayrılan siyasal
İslamcılardan, muhafazakarlardan, liberal solculardan ve ülkücülerden oluşan
bir geniş tabana dayanan AKP tek başına iktidar oldu. Böylece bu geniş tabanın
zirvesine oturan Amerika iktidar oldu. Amerika’nın vekaleti artık Erdoğan ve
Gül’deydi.
GENİŞ TABANIN YENİ ADI: DEMOKRASİ İTTİFAKI
2014’den bu yana Türkiye Amerika’nın hiç de istemediği ve
kabullenemediği politikalar izlemeye başladı. PKK hendeklere gömüldü, FETÖ
ezilmeye başlandı, Irak ve Suriye’nin kurulmak istenen koridor (İkinci İsrail)
Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatları ile bölündü ve önlendi, Amerika’nın
düşman olarak gördüğü Rusya, İran, Çin ile ilişkiler artırıldı ve son olarak da
S 400 füzeleri alındı.
Bunlar Amerika’yı yeni bir iktidar arayışına ve çabasına
itti; yeni bir ‘geniş taban’ oluşturma çalışmaları hızlandı.
Hazırlıklara çok önceleri başlanmıştı. Kılıçdaroğlu’nun bir
koluna HDP/PKK, diğer koluna FETÖ’yü takıp Amerika ve Avrupa’dan Türkiye’ye
‘adalet’ getirmelerini rica ederek Ankara’dan İstanbul’a yürümesi, MHP’nin
bölünüp İyi Parti’nin kurulması, HDP’nin TBMM’ne girmesi için her evden bir oy
istenmesi, Demirtaş’ın türküler çalıp söyleyen bir barış güvercini gibi
gösterilmesi hep bu ‘geniş taban’ın oluşumu için yapılan ön hazırlıklardı. Tabanın adını da koydular: “Millet İttifakı”
“Millet İttifakı” yeterli büyüklükte bulunulmadı ki, tabanı
genişletmek için Abdullah Gül, Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu da piyasaya
sürüldü. Böylece ‘Millet İttifakı’nın yerini ‘Demokrasi İttifakı’ alacak. Taban
daha da genişleyecek ve sandıktan Amerika’nın çıkma ihtimali artacak.
Bu ‘geniş tabanın’ medya desteği de hazır; Halk TV, Fox TV,
Sözcü, Cumhuriyet, Birgün, Yeniçağ gazetesi görev başı yapmış durumda. Bunlar
yeterli bulunmamış ki, DW öncülüğünde dünyanın önde gelen diğer kamu
yayıncılarından BBC, F24 ve VOA’nın desteklediği +90 isimli bir de Youtube
kanalı kurulmuş ve yayınlarına başlamış.
AMERİKA ARTIK İKTİDAR BELİRLEYEMEZ
Türk milleti, her türlü perdelemeye ve güzellemeye rağmen
Amerika’nın gerçek yüzünü gördü. Toplum içerisinde Amerikan karşıtlığı
%80-90’lara ulaşmış durumda.
‘Demokrasi İttifakı’ boş bir çabadır. Türkiye’nin Amerikan
projelerine teslim olma devri bitmiştir.
Emperyalizme karşı ‘Türkiye İttifakı’nın kurulması kaçınılmaz
hale gelmiştir. Hiçbir vatansever emperyalistlerin projelerinde piyon olmaz.
“Demokrasi İttifakı” içinde yer alacak partilerde çok sayıda
vatansever insanın olduğuna inanıyoruz. Onlar da Türkiye cephesinde er veya geç
yerlerini alacaklardır.
Geleceğe umutla bakıyoruz, Türk milletine güveniyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder