AMASYA (1)
Sabuncuoğlu’ndan bahsedince Amasya’dan söz etmemek olmaz. Ancak birkaç saat görebildiğimiz Amasya’yı kendi çektiğim fotoğraflar eşliğinde anlatmaya çalışacağım:
Amasya, Hititlerden zamanımıza kadar çok sayıda medeniyetin geliştiği, çok sayıda devletin egemenliğinde kaldığı bir yerleşim birimi. 1071’den sonra Türklerin egemenliğine girmiş ve Türk-İslam medeniyetine büyük katkılar sunmuş.
Selçuklulardan sonra Osmanlı devleti burayı yönetmeye başlamış. Çok sayıda şehzade burada yaşayarak tecrübe kazanmış. Bu nedenle Amasya’ya “Şehzadeler Şehri” deniyor.
Dünyanın ilk coğrafyacısı kabul edilen Strabon, kendi kentini şöyle anlatıyor:
“… Benim kentim içinde İris (Yeşilırmak) nehrinin aktığı geniş ve derin bir vadide kurulmuştur. İnsan emeği buraya hem kent, hem kale karakterini kazandırmıştır. Çünkü burası çok yüksek ve sarp kayalardan oluşmakta ve bu kaya kütleleri dimdik bir biçimde nehre doğru inmektedir... Ve nehrin sahilinde kentin kurulmuş olduğu bölümünde bir duvar ve her iki tarafta da sivri tepelere doğru uzanan duvarlar vardır. Kayadan oluşan bu tepeler iki tane olup doğal bir şekilde muhteşem birer kule gibi yükselmektedir. Bu çevre içinde kralların hem sarayları hem de mezar anıtları bulunmaktadır. Her ne kadar şimdi bir eyalet ise de Amaseia (Amasya) bir zamanlar krallara aitti...”
Strabon’un Yeşilırmak kıyısındaki heykeli
Strabon’un yazdığı gibi; Sivas Suşehri’nden doğan Yeşilırmak Samsun’un Çarşamba kazasında deniz dökülür ve bu yolculuğu sırasında Amasya'dan geçer ve kent merkezini ikiye ayırır.
Yeşilırmak
Yeşilırmak’ın kuzey kıyısındaki yamaçlarda çok sayıda kaya mezarı var. Pontus Kral Kaya Mezarları 2015 yılında UNESCO “Dünya Mirası Geçici Listesi” ne kabul edilmiş. Amasya’nın Pontus Krallığı’nın başkenti olmasıyla birlikte, dağın güney yamacına anıtsal kaya mezarları inşa edilmiştir. İlk beş Pontus kralına ait olan ve anıtsal ölçülerde düzenlenen mezarlar ana kayadan galerilerle ayrılarak U biçiminde oyulmuşlar. Kaya mezarları; dünyada kaya mezarı geleneğinin seçkin örnekleri arasında kabul edilir.
Kral mezarları
Kaya mezarları ve Yeşilırmak kenarındaki Amasya’ya has evler.
Biraz da Alçak Köprü ’den söz edelim. Roma Devleti’nin Amasya’da hüküm sürdüğü dönemde Yeşilırmak üzerine inşa edilmiş, düzgün kesme taşlardan dört yüksek kemer üzerine yapılmış. Zamanla ayakları ırmağın içine gömülerek yalnızca köprü bölümü yüzeyde kalmış. Osmanlı Devleti döneminde yeniden inşa edilmiş. Günümüzde de kentin iki yakasını birbirine bağlamaya devam ediyor.
Yeşilırmak, Alçak Köprü ve Amasya evleri.
Yeşilırmak kıyısında görülmeye değer çok güzel evler var. Kendine özgü mimari geleneğe sahip olan bu evler Osmanlı döneminde yapılmış ve günümüze kadar ulaşabilmiş. Bitişik şekilde sıralanan evler, haremlik ve selamlık olarak ayrılmıştır. Roma döneminden kalma surların üzerinde, ahşap malzemeden yapılmış ve beyaza boyanmış haliyle çok güzel bir görüntü sunuyor.
Yalıboyu Evleri ve Yeşilırmak
Amasya'ya devam edeceğim; az sonra...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder