22 Mart 2021 Pazartesi

 BAĞIMSIZLIĞIMIZA VURULAN DARBE: İSTANBUL SÖZLEŞMESİ

Arka arkaya güzel haberler alıyoruz. Birkaç gün önce PKK’nın uzantısı HDP’nin kapatılması için Yargıtay Cumhuriyet Savcısı dava açtı. Bugün de İstanbul Sözleşmesi’nin feshedildiği haberi geldi.
Bu iki gelişmeye karşı çıkanlara bakıyoruz, çoğu kendisini Atatürkçü olarak lanse eden insanlar. Çok yanlış; Atatürkçülüğün iki temel ilkesi var: İstiklal-i Tam (tam bağımsızlık) ve Hakimiyet-i Milliye (millet egemenliği).
Emperyalist Batı, İMF, Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü gibi oluşumlarla mazlum milletleri nasıl ekonomik olarak kontrol etmek istiyorsa, İstanbul Sözleşmesi gibi bazı anlaşmalarla da siyasi açıdan diğer devletler üzerinde egemenlik kurmaya çalışıyor. Bağımsızlığımıza alenen darbeler vuruyor.
İstanbul Sözleşmesi'nin uygulamasını izleyen bir mekanizma var: GREVIO.
GREVIO sözüm ona tarafsız ve bağımsız 10 uzmandan oluşuyor. Sözüm ona diyorum çünkü hazırladıkları rapor tam anlamıyla Türkiye karşıtlığını içeriyor.
Bu oluşum, Türkiye’nin egemenlik haklarına açık bir şekilde müdahale ediyor. Türkiye’nin bağımsızlığına darbeler vuruyor. Bizim sahte Atatürkçüler de bu müdahaleleri beğeniyor, devam etsinler istiyor.
Bu raporlarda yazılanlardan bazı örnekler verelim de konu daha iyi anlaşılsın:
"Türkiye’nin güneydoğusundaki terörle mücadele operasyonları sırasında kamu ve askeriye tarafından gerçekleştirilen insan hakları ihlalleri iddiaları ışığında, GREVIO, etkilenen bölgelerdeki kadınlar için başta cinsel şiddet olmak üzere ve özellikle bu operasyonlar sonucunda gözaltına alınan veya tutuklanan kadınlar için artan şiddet riskinden endişe duymaktadır."
Dikkat edilirse, PKK’nın alıkoyduğu, dağa kaçırdığı kız çocukları ve kadınlar göz ardı edilirken, asker ve polislerin Kürt kadınlarına şiddet uyguladığı söyleniyor.
Mehmetçiklerimiz ve polislerimize leke sürerek terörü yok etmeye yönelik operasyonlar yasa dışı ilan edilerek durdurulmaya çalışılıyor. Okuyalım bakalım:
“Devletin düşmanı olarak görülen kadınlar veya bu kişilerle bağlantılı kadınlara (anne, eş, kız kardeş, kız evlat olsun) yönetilmiş şiddet dahil, her türlü durumda, yasadışı şiddete başvurmaktan imtina etmesi gerektiği prensibine bağlı kalmasını" (rapordan) tavsiye ediyor.
Bununla da kalınmıyor, güvenlik güçlerimizi tacizci ilan ediyor:
“Ayrıca GREVIO, hükümet kararı ile Türkiye’nin güneydoğusunda gerçekleştirilen askeri operasyonlar ve terörle mücadele operasyonlarında, kadınların taciz, cinsel şiddet ve tehditlere maruz kaldıkları ve tecavüz edilmiş ve/veya öldürülmüş çıplak kadın fotoğraflarının, emniyet güçleri tarafından sosyal medyada korkutma amacıyla paylaşıldığını iddia eden ürkütücü raporlara atıfta bulunur.”
GREVIO bunlarla yetinmiyor, devletin içerisine yerleşerek 15 Temmuz Darbe girişiminde bulunan FETÖ terör örgütü mensuplarının KHK ile ihracına da tepki gösteriliyor:
“GREVIO Türkiye’deki hâkim olan mevcut durumun etkilediği alanları vurgulamıştır. Terörle mücadele tedbirleri, Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki güvenlik operasyonları ve başarısız darbe girişimi sonrası kamu görevlilerinin toplu ihracıyla ortaya çıkan kamu görevlileri kaynağının boşalması gibi çeşitli faktörlerin, kadınların şiddetten uzak yaşama hakkının yerine getirilmesine uygun olmadığını ortaya koymaktadır.”
GREVIO raporunda 13 kez “lezbiyen kadınlar” ifadesi geçmektedir. Sözleşmede sürekli eşcinsellik vurgusu yapılmaktadır. GREVIO raporunda da Türk yetkililerden LGBTI’ye dair bir bilgi gelmediğinden yakınılmaktadır. İstanbul sözleşmesi ile toplumun çürütülmesi hedeflenmektedir:
“Türkiye’de lezbiyen, biseksüel ve trans kadınlar yüksek düzeyde ön yargı ve ayrımcılıkla karşılaşmakta, bu da onları zorla evlendirme ve “düzeltici tecavüz” dahil çeşitli şiddet türlerine karışı kırılgan hale getirmektedir. Mağdurlar, destek hizmetleri ve konukevlerine erişimde de ayrımcılıkla karşı karşıya kalmaktadır. GREVIO’ya genel politikalarda LGBTİ bireylere karşı hoşgörüsüzlük ile mücadele veya özellikle kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddet ile mücadeleyi hedefleyen politikalarda bu konuları ele almak üzere yetkili makamlarca alınan tedbirler hakkında az bilgi ulaşmıştır.”
Bu yazılanlardan anlaşılıyor ki, GREVIO kendisini Türk makamların üzerinde görmektedir.
SONUÇ
Sözlerimizi TGB'nin tespitleri ile bitirelim:
"1) Kadın mücadelesi emperyalizmin denetim ve dayatmalarıyla verilemez. Türk kadının eşitlik, özgürlük ve bağımsızlık mücadelesi İstanbul Sözleşmesi’yle değil Cumhuriyet Devrimlerini savunarak verilir.
2) İstanbul Sözleşmesi toplumsal cinsiyet, cinsel yönelim özgürlüğü adı altında erkek ve kadın cinsiyetlerinin ortadan kaldırmakta ve eşcinselliği normalleştirilmektedir.
3) İstanbul Sözleşmesinin uygulamasını denetleyen kurul (GREVİO) Türkiye’nin terörle mücadelesinden rahatsızlık duyan, Eren Bülbül’ün, Bedirhan bebeğin, Şenay Aybüke Yalçın’ın ve onlarca vatandaşımızın katili terör örgütü PKK’ya kalkan görevi gören bir rapor hazırlamıştır.
4) Hazırlanan rapor, İstanbul Sözleşmesi'nin kadın haklarını savunmak amacını değil kadın ve insan hakları düşmanlarını savunmak amacını taşıdığını açıkça göstermektedir.
5) Kadın ve erkek eşitliğini, çürümüş toplum yapılarını dayatan sözleşmelerle değil Cumhuriyet değerlerini koruyarak ve ilerleterek sağlarız.
6) Ayaklarımız vatan topraklarına basıyor. Bu yüzden kendi kanunlarımıza sarılacak ve kendi kanunlarımızı uygulayacağız, 6284’e sarılacağız. Kadınlarımızın, çocuklarımızın, Türk Milletinin bağımsız ve başı dik bir yaşam sürmesi için milli demokratik devrimimizi tamamlayacağız."
Beğen
Yorum Yap
Paylaş

Hiç yorum yok: