CHP ve İyi Partililere soruyorum: Kaftancıoğlu'nun açılımına destek verecek misiniz?
26.7.2019 02:00
'CHP ve İyi Parti içindeki Atatürkçüyüm, milliyetçiyim, halkçıyım diyenlere sesleniyorum: Canan Kaftancıoğlu ikinci açılım dönemini başlatmak istiyor. Yeni bir anayasa yaparak, devleti PKK ve Amerika’nın isteklerine göre yeniden şekillendirmek istiyor. '
Sizlere de çok güveniyor. Onun planlarına göre, Gül, Babacan ve Davutoğlu’nun da katılımıyla Millet İttifakı’nın yerini Demokrasi İttifakı alacakmış yeni anayasayı da bu ittifak yapacakmış
Şehit haberi gelmeyen gün, hafta yok. Amerika’nın Türkiye’yi bölmek ve Kürdistan adıyla ikinci bir İsrail devleti kurmak için kışkırttığı, eğittiği, silahlandırdığı ve maaşa bağladığı PKK’lı hainler kahraman askerlerimizi, polislerimizi şehit ediyor, diğer yandan televizyonlarda vatana, millete, milli birliğimize yönelik hainlikler pervasızca sergileniyor.
Türk milleti askeriyle, polisiyle yargısıyla ve halkıyla bu vatanını şehitler vererek korumak için mücadele ederken, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, yeni bir anayasa yapalım bu sorun çözülür diye beyanat veriyor. Kaftancıoğlu, Amerikan saldırısının adını “Kürt Sorunu” koymuş, beyanat veriyor.
Kaftancıoğlu bu sözleri ile, yaşadığı vatana, ekmeğini yediği millete, Atatürk’e, üyesi olduğu CHP’ye, CHP’nin nüvesi olan Müdafaa-i Milliye cemiyetlerine, 100 yıl önce bu günlerde toplanıp, “Vatan bir bütündür parçalanamaz” diye karar alan Erzurum Kongresi’ne, bu toprakları vatan kılmak ve bu vatana sahip çıkmak için şehit olan Mehmetçiklere, polislere, öğretmenlere ve PKK tarafından şehit edilen yaşlılara, gençlere, çocuklara ihanet etmiştir.
Kaftancıoğlu, sosyal medya paylaşımlarıyda HDP'yi ve PKK'lı Sakine Cansız'ı övmüş, Ermeni Soykırımı yalanına sarılmış, Atatürk dönemi politikalarını hedef almıştı.
YENİ ANAYASA YENİ DEVLET DEMEK
Yeni anayasa yeni bir devlet demektir. Yeni bir anayasa istemek, yeni bir devlet istemekle eş anlamlıdır. Yeni devlet demek, Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkalım, Amerika’nın, İsrail’in PKK’nın istekleri doğrultusunda yeni bir devlet kuralım demektir. Mevcut anayasanın hangi maddesi veya maddeleri sorun yaratıyor? Bu sorunun cevabını Kaftancıoğlu vermelidir.
Anayasamıza göre etnik kökenine bakmaksızın herkes yasalar önünde eşittir ve devlet hizmetlerinden eşit bir şekilde yararlanır. Aksi doğruysa Kaftancıoğlu açıklasın. Anayasanın veya yasaların hangi maddeleri Kürt vatandaşların hangi haklarını ellerinden alıyor da onlar da PKK’lı olup devlete ve halka saldırıyor? Açıklasın da görelim!
KÜRDÜMÜZ DEĞİL AMERİKA İSTİYOR
Kürt kökenli vatandaşlarımız ne istiyorsa verelim, bu terör biter diye düşünen herkes büyük bir hata içindedir. Kürt kökenli vatandaşlarımız istemiyor; PKK ve onun arkasındaki Amerika ve İsrail istiyor. Ne İstediklerini biz açıkça yazalım:
Diyarbakır’ı, Hakkâri’yi, Mardin’i, Şırnak’ı ve Güneydoğu illerimizin tamamını istiyor.
Bizden aldıkları topraklar üzerinde adı Kürdistan olan ama aslı ikinci İsrail olan yeni bir devlet istiyor.
Bunları vereceğiz de “Kürt sorunu” bitecek ha! Yazıklar olsun böyle düşünenlere! Kürt vatandaşlarımız iş istiyor, aş istiyor, huzur istiyor, refah gelsin istiyor. Yalanı bırakın, bunlar için çalışın, çözüm üretin.
ATATÜRK ANAYASA MI DEĞİŞTİRDİ?
Atatürk döneminde de emperyalist güçlerin kışkırtması ve desteği ile devlete karşı bazı isyanlar olmuştu. Bu isyanlar karşısında Atatürk anayasayı değiştirelim de isyanlar son bulsun demedi. Devlete, millete karşı silah çeken herkes silahla susturulur dedi ve gerekeni yaptı.
1924 Anayasa’sında etnik ayrım yoktur. Tam tersi Türkiye halkı Türklük kimliği altında tek vücut olarak kabul edilmiştir. Bu anayasadan bazı örnekler vermekte fayda var:
“Madde 4- Türk milletini ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi temsil eder ve Millet adına egemenlik hakkını yalnız o kullanır.
Reklamdan sonra devam ediyor
Madde 10- Milletvekili seçmek, yirmi iki yaşını bitiren kadın, erkek her Türk’ün hakkıdır.
Madde 11- Otuz yaşını bitiren kadın, erkek her Türk milletvekili seçilebilir.
Madde 13- Her milletvekili, yalnız kendini seçen çevrenin değil, bütün milletin vekilidir.
Madde 87- Kadın, erkek bütün Türkler ilköğretimden geçmek ödevindedirler. İlköğretim Devlet okullarında parasızdır.
Madde 88- Türkiye’de din ve ırk ayırt edilmeksizin vatandaşlık bakımından herkese “Türk” denir.
Bu anayasada etnik köken ayırımı yok, herkes Türk ve herkes bu kimlik altında eşit haklara sahip. İsyanlar oluyor, isyanları sonlandırmak için anayasayı değiştirelim diye bir düşünce de hiç gündeme gelmiyor.
Kaftancıoğlu, sosyal medya paylaşımlarıyda HDP'yi ve PKK'lı Sakine Cansız'ı övmüş, Ermeni Soykırımı yalanına sarılmış, Atatürk dönemi politikalarını hedef almıştı.
İYİP VE CHP’LİLERE SESLENİYORUM
CHP ve İYİP içindeki Atatürkçüyüm, milliyetçiyim, halkçıyım diyenlere sesleniyorum:
Canan Kaftancıoğlu ikinci açılım dönemini başlatmak istiyor. Yeni bir anayasa yaparak, devleti PKK ve Amerika’nın isteklerine göre yeniden şekillendirmek istiyor. Sizlere de çok güveniyor. Onun planlarına göre, Gül, Babacan ve Davutoğlu’nun da katılımıyla Millet İttifakı’nın yerini Demokrasi İttifakı alacakmış yeni anayasayı da bu ittifak yapacakmış.
Kaftancıoğlu, sosyal medya paylaşımlarıyda HDP'yi ve PKK'lı Sakine Cansız'ı övmüş, Ermeni Soykırımı yalanına sarılmış, Atatürk dönemi politikalarını hedef almıştı.
Şimdi sizlere soruyorum: Bu Amerikancı ittifaka destek verecek misiniz? Eğer destek verirseniz, “Ben Atatürkçüyüm”, “Ben milliyetçiyim” diye nasıl dolaşacaksınız?
“Gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde” olmayınız. 1924 Anayasası’ndaki cumhurbaşkanının etmesi gereken yeminin şu metnini okuyun ve kendi kendinize bu metne sadık kalacağınıza dair söz verin. Sizin için de milletimiz için de hayırlısı da budur; Atatürkçülük de milliyetçilik de bunu gerektirir:
“Namusum üzerine söz veririm ki:
Cumhurbaşkanı olarak, Cumhuriyet kanunlarını, milletin egemenlik esaslarını sayacağım;
Ve bunları müdafaa edeceğim;
Türk milletinin mutluluğuna bütün bağlılığımla, bütün kuvvetimle çalışacağım;
Türk Devletine yönelecek her tehlikeyi şiddetle önleyeceğim;
Türkiye’nin şanını, şerefini koruyup yükseltmek, üstüme aldığım görevin isteklerini yerine getirmek için olanca varlığımla çalışmaktan asla ayrılmayacağım.”
17 Temmuz 2019 Çarşamba
TABANI
GENİŞ TUT, ZİRVEYE AMERİKA’YI OTURT
Amerika’nın kendi projelerine ve politikalarına evet diyecek
hükumetler oluşturmak için iktidarların seçimle belirlendiği ülkelerde
kullandığı bir yöntem var:
“Tabanı geniş tut, zirveye Amerika’yı oturt”, yöntemin adı
da bu!
GENİŞ TABANIN İLK BAŞBAKANI: ÖZAL
Bu yöntemle ilk defa Turgut Özal başbakan olmuştu.Onun ellerini başının üstünde kenetleyerek
yaptığı işaret hafızalardadır. Eski Adalet Partilileri, Cumhuriyet Halk
Partilileri, Milliyetçi Hareket Partilileri ve Milli Selamet Partilileri bir
araya getirdiğini bu el, kol işareti ile göstermeye çalışmıştı.
Bu dört eğilimin oluşturduğu taban onun seçimi kazanmasını
sağlamıştı. Bu tabanın üzerine oturduktan sonra uyguladığı siyasi ve ekonomik
programlarlar en çok Amerika’ya ve küresel büyük sermayeye yaradı.
“Dört eğilimi birleştirmek” Özal’ı iktidara taşımanın
formülüydü. Formülün başarısı Amerika’yı mutlu etti. Böylece Türkiye ekonomik
ve siyasi olarak Amerikan’ın kontrolüne girmiş oldu. Bugün içinde bulunduğumuz
ekonomik krizin tohumu da o zaman atıldı. Şimdilerde bu tohum yeşerdi ve
ekonomimizi iflas noktasına taşıdı.
GENİŞ TABANIN İKİNCİ BAŞBAKANI: ERDOĞAN
Erdoğan, Gül ve FETÖ üçlüsünün iktidara taşınması da bu
“Tabanı geniş tut, zirveye Amerika’yı oturt” stratejisi ile gerçekleşti.
Ecevit başkanlığındaki 57. Hükumet Amerika’nın BOP projesine
karşı tavır alması onun sonunu hazırladı. Önce bir ekonomik kriz yaratıldı.
Kemal Derviş kurtarıcı olarak gönderildi. Derviş, bir yandan özelleştirmeleri
hızlandırırken diğer yandan DSP’yi böldü. Bu sırada Milli Selamet Partisi’nden
ve ANAP’dan kopmalar oldu. Hükumet meclis içinde azınlığa düştü ve 3 Kasım
2002’de seçime gidildi.
Seçim sonucunda, eski partilerinden ayrılan siyasal
İslamcılardan, muhafazakarlardan, liberal solculardan ve ülkücülerden oluşan
bir geniş tabana dayanan AKP tek başına iktidar oldu. Böylece bu geniş tabanın
zirvesine oturan Amerika iktidar oldu. Amerika’nın vekaleti artık Erdoğan ve
Gül’deydi.
GENİŞ TABANIN YENİ ADI: DEMOKRASİ İTTİFAKI
2014’den bu yana Türkiye Amerika’nın hiç de istemediği ve
kabullenemediği politikalar izlemeye başladı. PKK hendeklere gömüldü, FETÖ
ezilmeye başlandı, Irak ve Suriye’nin kurulmak istenen koridor (İkinci İsrail)
Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatları ile bölündü ve önlendi, Amerika’nın
düşman olarak gördüğü Rusya, İran, Çin ile ilişkiler artırıldı ve son olarak da
S 400 füzeleri alındı.
Bunlar Amerika’yı yeni bir iktidar arayışına ve çabasına
itti; yeni bir ‘geniş taban’ oluşturma çalışmaları hızlandı.
Hazırlıklara çok önceleri başlanmıştı. Kılıçdaroğlu’nun bir
koluna HDP/PKK, diğer koluna FETÖ’yü takıp Amerika ve Avrupa’dan Türkiye’ye
‘adalet’ getirmelerini rica ederek Ankara’dan İstanbul’a yürümesi, MHP’nin
bölünüp İyi Parti’nin kurulması, HDP’nin TBMM’ne girmesi için her evden bir oy
istenmesi, Demirtaş’ın türküler çalıp söyleyen bir barış güvercini gibi
gösterilmesi hep bu ‘geniş taban’ın oluşumu için yapılan ön hazırlıklardı. Tabanın adını da koydular: “Millet İttifakı”
“Millet İttifakı” yeterli büyüklükte bulunulmadı ki, tabanı
genişletmek için Abdullah Gül, Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu da piyasaya
sürüldü. Böylece ‘Millet İttifakı’nın yerini ‘Demokrasi İttifakı’ alacak. Taban
daha da genişleyecek ve sandıktan Amerika’nın çıkma ihtimali artacak.
Bu ‘geniş tabanın’ medya desteği de hazır; Halk TV, Fox TV,
Sözcü, Cumhuriyet, Birgün, Yeniçağ gazetesi görev başı yapmış durumda. Bunlar
yeterli bulunmamış ki, DW öncülüğünde dünyanın önde gelen diğer kamu
yayıncılarından BBC, F24 ve VOA’nın desteklediği +90 isimli bir de Youtube
kanalı kurulmuş ve yayınlarına başlamış.
AMERİKA ARTIK İKTİDAR BELİRLEYEMEZ
Türk milleti, her türlü perdelemeye ve güzellemeye rağmen
Amerika’nın gerçek yüzünü gördü. Toplum içerisinde Amerikan karşıtlığı
%80-90’lara ulaşmış durumda.
‘Demokrasi İttifakı’ boş bir çabadır. Türkiye’nin Amerikan
projelerine teslim olma devri bitmiştir.
Emperyalizme karşı ‘Türkiye İttifakı’nın kurulması kaçınılmaz
hale gelmiştir. Hiçbir vatansever emperyalistlerin projelerinde piyon olmaz.
“Demokrasi İttifakı” içinde yer alacak partilerde çok sayıda
vatansever insanın olduğuna inanıyoruz. Onlar da Türkiye cephesinde er veya geç
yerlerini alacaklardır.
Geleceğe umutla bakıyoruz, Türk milletine güveniyoruz.